Ormanın Kalbindeki Söz
Bir zamanlar dostlukla dolu bir ormanda yaşayan minik sincap Pufi, sabırsızlığı ve bencilliğiyle dostlarını kırar. Ancak bir gün çıkan büyük bir fırtına, ona dayanışmanın ve dostluğun gerçek anlamını gösterir. Bazen bir kalbin değişmesi, tüm ormanı iyileştirir.

Ormanın en canlı köşesinde, dalların birbirine fısıldadığı, çiçeklerin rüzgârla dans ettiği bir yerde küçük bir sincap yaşardı. Adı Pufi’ydi. Kırmızı tüyleri güneş ışığında parıldar, kuyruğu ise yumuşak bir bulut gibiydi. Herkes onu severdi, çünkü enerjisi hiç bitmezdi. Ancak Pufi’nin bir huyu vardı: her şeyi kendi başına yapmak isterdi.
Pufi, “Ben kimseye muhtaç değilim!” derdi gururla.
Tavşan Lino, kirpi Toti, kuş Cik ve kaplumbağa Mino, onun bu tavrına üzülür ama bir gün anlayacağını umarlardı.
Bir sabah, ormana rüzgâr uğuldamaya başladı. Bulutlar koyulaştı, yapraklar telaşla savruluyordu. “Fırtına geliyor!” diye bağırdı Cik. Herkes yuvasına koşarken Pufi hâlâ ceviz toplamakla meşguldü.
“Birkaç tane daha bulurum, sonra saklanırım,” dedi kendi kendine.
Ama gökyüzü bir anda karardı. Ağaçlar eğildi, gök gürledi. Pufi, dallar arasına sıkıştı! “Yardım edin!” diye bağırdı, ama sesi rüzgârın uğultusunda kayboldu.
Tavşan Lino, fırtınaya rağmen geri döndü. “Pufi sıkışmış!” dedi.
Kirpi Toti dikenlerini gerdi, dalları itmeye başladı. Kaplumbağa Mino ağır adımlarla bir dalın altına girdi, destek oldu. Cik ise kanatlarıyla Pufi’nin başını korudu.
Birlikte çabaladılar ve sonunda Pufi kurtuldu.
Fırtına dindiğinde orman sessizdi. Pufi’nin gözlerinden yaşlar süzülüyordu. “Ben yanlış yaptım,” dedi titreyen sesiyle. “Sizleri kırdım ama yine de beni kurtardınız.”
Tavşan Lino gülümsedi: “Gerçek dostluk, hatalara rağmen el uzatabilmektir Pufi.”
O günden sonra Pufi değişti. Artık sabahları ilk o selam veriyor, topladığı cevizleri paylaşıyordu. Yavru kuşlar aç kaldığında, onlara fındık götürüyor; kirpi Toti’nin yuvasını onarıyordu.
Bir sabah güneş doğarken, ormanın ortasındaki yaşlı meşe ağacının yapraklarından bir ses yükseldi.
“Ormanın kalbi yeniden atıyor,” dedi. “Çünkü küçük bir kalp iyileşmeyi seçti.”
O günden sonra ormanın hayvanları arasında yeni bir kural kondu:
“Kim bir dostunun elini tutarsa, ormanın kalbinde bir ışık yanar.”
Ve gerçekten de, her gün batarken ormanın derinlerinden bir ışık süzülür, Pufi’nin eski yuvasının orman kalbinde parladığı söylenirdi. O ışık, dostluğun hatırlanması için hiç sönmedi.
Pufi artık bilirdi: Paylaşmak, sadece yiyeceği değil, sevgiyi de çoğaltmaktı.



