Zümrüdüanka’nın Kanatları ve Genç Prens
Bu Binbir Gece masalı, cesaret, bilgelik ve adaletin önemini anlatıyor. Prens Ahmed’in Zümrüdüanka’yı bulma yolculuğu, çocuklara iyiliğin ve adaletin insanları ölümsüz kıldığını gösteriyor.
Bir zamanlar, Bağdat’ın büyülü saraylarında cesur ve iyi kalpli bir prens yaşarmış. Adı Ahmed olan bu prens, bilgeliği ve adaletiyle tanınırmış. Fakat, Ahmed’in en büyük hayali, efsanevi Zümrüdüanka kuşunu görmekmiş. Zümrüdüanka’nın ölümsüzlük sırrını sakladığı ve kanatlarıyla insanların kalplerine huzur verdiği söylenirmiş.
Ahmed, bir gün Zümrüdüanka’nın gizemini çözmek için yola koyulmuş. Yolculuğu boyunca çölleri aşmış, dağları tırmanmış ve en sonunda ışıltılı bir vadiye ulaşmış. Bu vadi, Zümrüdüanka’nın yuvasının bulunduğu yer olarak bilinir, gökkuşağının renkleriyle süslenmiş bir cenneti andırırmış. Prens Ahmed, vadiye adım attığında büyülü bir ses duymuş: “Ey arayan genç, kalbindeki iyilikle buraya geldin. Zümrüdüanka’yı görebilmek için üç görevden geçmelisin.”
Ahmed cesurca başını sallamış ve görevleri yerine getirmeye hazır olduğunu söylemiş. İlk görevi, vadinin altın gölünde yaşayan su perisini bulmakmış. Su perisi ona, “Gerçek gücün yüreğindedir,” diyerek bir damla sihirli su hediye etmiş. İkinci görevde, gökkuşağıyla kaplı bir dağa tırmanıp orada yatan dev yılanın gözlerinden korkmadan geçmesi gerekmiş. Ahmed, korkusunu yenen yüreği sayesinde yılanın gözlerinden sağ salim geçmiş.
Son görevde ise, Zümrüdüanka’nın yuvasının tam önünde durmuş ve ona doğru bakarak kalbindeki dileğini dile getirmiş: “Ey Zümrüdüanka, insanlar için adil bir hükümdar olmak istiyorum.” Zümrüdüanka, Ahmed’in içtenliğini görmüş ve ona ölümsüzlüğün sırrını fısıldamış: “Ölümsüzlük, insanların kalbinde iyi bir isim bırakmaktan geçer.” Ardından, Ahmed’in omzuna bir tüy bırakmış.
Prens Ahmed, Bağdat’a döndüğünde, elinde Zümrüdüanka’nın tüyüyle halkının huzur içinde yaşamasını sağlamış ve adı dilden dile, gönülden gönüle yayılarak ölümsüz olmuş.