Fısıltıları Dokuyan Terzi

Sessiz bir kasabada yaşayan terzi Leyla, bir gizeme sahipti: Dikiş dikerken, etraftaki fısıltıları, dedikoduları ve gizli itirafları duyabiliyordu. Bir gün, kasabanın en güçlü ailesinin kızı için bir gelinlik dikmekle görevlendirildi. Dikerken, gelinin aslında sevmediği biriyle evlenmek zorunda olduğunu fısıldadığını duydu. Leyla, bu gizli çığlığı gelinliğe nasıl işleyeceğine ve gerçek aşkı nasıl bulacağına karar vermek zorunda kaldı.

Leyla’nın dikişi sihirliydi. Diktikleri sadece kumaşları birleştirmiyor, aynı zamanda ruhları da onarıyordu. Bunun sırrı, onun etraftaki sessiz konuşmaları duyabilme yeteneğiydi. Her dikiş, bir fısıltıyı, bir umudu veya bir korkuyu da beraberinde taşıyordu. Bu yüzden onun diktikleri, giyene tuhaf bir huzur verirdi.

Kasabanın en zengin ailesi, kızları İpek için muhteşem bir düğün planlıyordu. İpek, ailesinin seçtiği, yaşlı ve zengin bir tüccarla evlenecekti. Leyla’ya, İpek için dünyanın en güzel gelinliğini dikmesi emredildi.

Leyla, işe koyuldu. İpek gelip prova yaptığında, Leyla dikişe başladı. Ve o an, duyduğu şey onu donuk bir acıyla doldurdu. İpek’in kalbi, “Beni kurtar,” diye fısıldıyordu. “Onu sevmiyorum. Kalbim başkasında, ama ailem onu fakir olduğu için kabul etmiyor.” Bu fısıltılar, Leyla’nın iğnesine yapışıyor ve gelinliğe işleniyordu. Gelinlik, dışarıdan muhteşem görünüyordu, ama Leyla için her dikiş, bir çığlıktan ibaretti.

Bir seçim yapması gerekiyordu. Ailesinin isteğine uyup, bu mutsuzluğu dikmeye devam mı edecekti? Yoksa İpek’in fısıltılarını, onu gerçek aşkına kavuşturacak bir mesaja mı dönüştürecekti?

Cesareti topladı. Gelinliğin iç astarına, görünmeyecek şekilde, İpek’in sevdiği gencin isminin baş harflerini işledi. Eteğin katlarının arasına, “Cesaret et,” ve “Kalbinin sesini dinle,” gibi cümleler sakladı. Yakasına ise, sevdiği gencin ona ilk verdiği minik bir çiçeğin desenini, o kadar ince işledi ki, sadece İpek fark edebilirdi.

Düğün günü geldi. İpek gelinliği giydi. Aynada kendine baktığında, yakadaki çiçek desenini gördü ve şaşırdı. Sonra, gelinliğin içindeki mesajları hissetmeye başladı. Giydiği kumaş ona güç veriyor, cesaretini toplamasını söylüyordu. Tam nikah için “Evet” diyecekken, bir an durdu. Tüm misafirlere döndü ve yüreğinin sesini dinlediğini, bu evliliği yapamayacağını açıkladı.

Odasına koşup gelinliği çıkardı ve Leyla’nın sakladığı tüm mesajları buldu. Onları anlayan tek kişinin, sevdiği genç olduğunu biliyordu. Ona koştu ve her şeyi anlattı. Genç adam, onun bu cesaretine hayran kaldı ve birlikte kasabadan ayrılıp kendi hayatlarını kurdular.

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Fısıldayan Ağaçların Gizli Notası

Leyla, olanları sessizce izledi. Kimse gelinlikteki sırrı bilmiyordu. Ama o, bir kez daha iğnesi ve ipliğinin, sadece kumaşları değil, kaderleri de dikip değiştirebileceğini kanıtlamıştı. Ve bazen, en güçlü fısıltıların, en sessiz iğnelerden çıktığını öğrenmişti.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu