Neşeli Dere Masalı
Neşeli Dere Masalı
Yıllar önce bir dere kenarında küçük ve sevimli bir ev varmış. Bu evde annesi ve babasıyla birlikte Neşe isminde bir çocuk yaşarmış. En yakın arkadaşları ise Zıpzıp isimli yavru kurbağa ile derenin kıyısındaki büyük meşe ağacıymış. Birlikte şarkılar söyler, derenin suyunun az olduğu zamanlar taşların üstünde zıplayarak oynarlarmış.
Aradan yıllar geçmiş, meşe ağacı büyümüş. Büyüdükçe de kökleri derenin kenarındaki toprağı sımsıkı sarmış. Yavru kurbağa Zıpzıp da artık kocaman olmuş, daha uzaklara zıplayabiliyormuş. Neşe ise okula başlamış, her gün koşa koşa okuluna gidiyormuş. Oyun zamanlarında yine meşe ağacı ve Zıpzıp’la bir araya geliyormuş.
Güneşli bir bahar günü Zıpzıp, meşe ağacı ve Neşe, derenin kenarında oynarken yağmur yağmaya başlamış. Her zamanki gibi gülüyor, yağmur yağdıkça daha da eğleniyorlarmış. Meşe ağacı serinlediği için sevinmiş. Zıpzıp ise sevinçten bir o yana bir bu yana atmış kendini.
Yağmur hızını artırdıkça derenin suyu da artmaya başlamış. Şırıl şırıl akan derenin sesi birdenbire homurdanan bir hayvanın sesine dönüşmüş. Zıpzıp ve diğer kurbağalar kocaman gözleri ile etrafa endişeyle bakmışlar.
Daha önce de çok yağmur yağmış ama bu derenin homurdandığını gören olmamış. Yağmur hızlandıkça sular daha da yükselmiş. Zıpzıp ve diğer kurbağalar hemen meşe ağacının dallarına tutunmuşlar. Neşe koşarak eve gitmiş, annesi ve babasına haber vermiş.
Derenin suları bir anda her yeri kaplamış. Meşe ağacının kocaman kökleri bile zor tutunuyormuş. Neşe, evlerinin balkonuna kadar suların ulaştığını fark etmiş. Anne ve babasına seslenerek içeri girmiş. Ailesi de zaten Neşe’yi arıyormuş. Ailesi onu görünce hemen ona sarılarak birlikte evin arka odasına gitmişler. Bir an önce yüksek bir yere çıkmaları gerekiyormuş.
Neşe ve ailesi evlerinin penceresinden Zıpzıp’a seslenerek yardım istemiş. Sesi duyan Zıpzıp, diğer kurbağalarla konuşmuş. Onlardan meşe ağacının en uzun ve esnek dalına doğru tırmanmalarını istemiş.
Kocaman göbekli kurbağalar ağırlıklarını o dala vermişler. Ağırlıktan iyice eğilen dal Neşe’nin evinin penceresine kadar uzanmış.
Neşe annesi ve babası ile birlikte dala tutunmuş. Sonunda meşe ağacına çıkabilmişler. Bir süre sonra Neşe’nin ailesinin evi artık sudan görünmüyormuş. Evlerinin bazı duvarları yıkılmış, bahçede bulunan diğer ağaçlar devrilmiş. Evlerinin bu durumunu gören Neşe, çok korkmuş. Bir daha evini hiç göremeyeceğini düşünerek çok üzülmüş.
Kısa bir süre sonra güneş kendini göstermiş, yağmur biraz da olsun dinmiş. Ardından büyük itfaiye araçları gelmiş. İtfaiyeciler Neşe’yi, ailesini ve arkadaşlarını meşe ağacının dalından aşağıya indirmişler.
İtfaiye araçları büyük fil hortumlarına benzeyen hortumları ile Neşe’nin evinde bulunan suyu çekmişler. Ardından itfaiyeciler etraftaki çamurları ve dere yatağındaki yıkıntıları da temizlemişler. Gelen ilk yardım ekipleri hemen Neşe ve ailesi ile ilgilenmiş. Onlara geçici bir süre kalabilecekleri yeni bir ev vermişler.
Komşuları ve yardımsever diğer insanlar kullanmaları için yeni eşyalar getirmişler. Neşe ve ailesi bir süre kendilerine verilen bu evde kalmışlar.
Ardından bütün komşular ve belediyeden gelen görevliler yardımlaşarak Neşe ve ailesine yepyeni bir ev yapmışlar. Yeni yapılan ev, dere tekrar taşabilir diye biraz daha uzağa ve yüksek bir yere yapılmış.
Neşe’nin babası meşe ağacına arkadaşlık etmesi için yeni ağaçlar getirmiş. Sular yükseldiğinde toprağı tutması için bu ağaçları dere kenarına ailecek dikmişler. Neşe’nin, Zıpzıp’ın ve meşe ağacının yeni arkadaşları olmuş.
Yıllar geçtikçe meşe ağacı ve diğer ağaçlar daha da büyümüş. Derenin suları yükselse bile ağaçlar tutuyormuş. Neşe ise her yaz bu meşe ağacına sırtını dayarmış. Kurbağalar ile konuşur, dereden akan suyu dinlermiş.
Neşe, meşe ağacının kocaman dallarının gölgesindeki evinde uzun yıllar mutlu yaşamaya devam emiş.