Keloğlan ve Bilge Dev
Bu masalda, Keloğlan’ın bilge bir devle tanışmasını ve bilgelik dolu bilmeceleri çözerek annesine yardım etmesini anlatıyor. İyilik, bilgelik ve yardımlaşmanın önemini vurgulayan bu masal, çocuklara dostluğun ve sevginin gücünü hatırlatıyor.
Bir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, kocaman bir dağın eteğinde annesiyle yaşayan Keloğlan adında bir delikanlı varmış. Keloğlan, saf kalpli, yardımsever ve neşeli bir gençmiş. Bir gün annesi, “Oğlum, kış yaklaşıyor. Biraz yiyecek bulmamız gerek,” demiş. Keloğlan, annesinin bu sözleri üzerine sırtına torbasını takmış ve dağa doğru yola koyulmuş.
Yolda giderken devasa bir mağara görmüş. Mağaranın içinden ışıklar sızıyormuş ve derinlerden bir ses duyuluyormuş. Merakına yenik düşen Keloğlan, mağaranın içine doğru yürümüş. İçeride, yaşlı ve bilge bir dev oturuyormuş. Dev, Keloğlan’ı görünce gülümseyerek, “Merhaba, genç delikanlı. Neden buralara kadar geldin?” diye sormuş.
Keloğlan, devin sorusunu yanıtlayarak, “Annemle kış için yiyecek arıyorum. Acaba bu mağarada yardım edebileceğiniz bir şey var mı?” demiş. Bilge Dev, gülümseyerek, “Sana bir sır vereceğim. Ancak, bu sırra ulaşman için üç soruma doğru cevap vermen gerekiyor,” demiş. Keloğlan, bu teklifi kabul etmiş ve devin bilmecelerini sabırla dinlemeye başlamış.
İlk bilmece şöyleymiş: “Her yerde bulunur ama kimse onu görmez. Nedir bu?” Keloğlan biraz düşünmüş, sonra gülümseyerek, “Bu hava olmalı,” demiş. Dev, başını sallayarak doğru cevabı bulduğunu belirtmiş.
İkinci bilmeceye geçerek sormuş: “Kimi zaman akar, kimi zaman durur; tüm canlıların ihtiyacıdır. Nedir bu?” Keloğlan, bu sefer fazla düşünmeden, “Bu su olmalı,” demiş. Dev yine gülümseyerek Keloğlan’ı onaylamış.
Son bilmecede dev, “Hiç dolmaz ama hep taşar; çoğu zaman yüreklerde yatar,” demiş. Keloğlan, bu soruyu biraz düşündükten sonra, “Bu sevgi olmalı,” diye yanıt vermiş. Bilge Dev, bu cevabı duyunca mutlu olmuş. “Aferin, Keloğlan. Bilgelik ve iyilik dolu bir yüreğin var,” diyerek ona büyük bir sepet dolusu yiyecek vermiş.
Keloğlan, devin verdiği sepeti sırtına alarak köyüne geri dönmüş. Annesi, Keloğlan’ın getirdiği yiyecekleri görünce çok mutlu olmuş. O günden sonra, Keloğlan’ın devle olan dostluğu dillere destan olmuş ve her kış, dev ona yiyecek yardımında bulunmuş. Keloğlan ise devden öğrendiği bilgelik dolu dersleri köydeki herkesle paylaşmış.