Keloğlan ve Üç Altın Yaprak
Bu Keloğlan masalı, Üç Altın Yaprak’ı bulup köyüne suyu geri getirmek için cesaret ve zekâ dolu bir maceraya çıkan Keloğlan’ın hikayesini anlatıyor. Çocuklara, iyilik yapmanın ve akıl kullanmanın önemini öğretiyor.
Bir zamanlar, yeşilliklerle dolu bir vadide, annesiyle birlikte yaşayan Keloğlan adında saf ama zeki bir genç vardı. Günlerden bir gün, köyde büyük bir dert başladı. Vadiyi sulayan nehir kurumuş, tarlalar susuz kalmıştı. Köy halkı çaresizdi. Keloğlan’ın annesi, “Evladım, bu köyde herkesin karnını doyurabilmesi için bir çözüm bulmamız gerek,” dedi.
Keloğlan, çözüm bulmak için yola koyuldu. Köyün yaşlı bilgesi, “Keloğlan, nehrin kurumasının nedeni, Uzak Orman’daki Üç Altın Yaprak’ın çalınmasıdır. Eğer onları bulup ağaca geri koyarsan, nehir yeniden akar,” dedi.
Bu görevi kabul eden Keloğlan, annesinin yaptığı sırt çantasını alıp Uzak Orman’a doğru yola çıktı. Ormanın girişinde, yolunu kesen kurnaz bir tilkiyle karşılaştı. Tilki, “Üç Altın Yaprak’ı arıyorsan, sana yardım edebilirim. Ancak, önce bana bir iyilik yapman gerek,” dedi. Tilki, yuvasını işgal eden bir yılanı kovmasını istedi. Keloğlan, cesaretle yılanı uzaklaştırdı ve tilkinin güvenini kazandı.
Tilki, Keloğlan’ı Üç Altın Yaprak’ın saklandığı mağaraya götürdü. Ancak mağarada, her biri altın yaprakları koruyan üç kapı vardı. İlk kapıda dev bir örümcek, ikinci kapıda bir aslan, üçüncü kapıda ise dev bir bulut vardı. Keloğlan, zekâsını kullanarak bu engelleri aşmayı başardı. Örümceği ördüğü ağla oyaladı, aslana sevdiği bir melodiyi çaldı ve bulutu tatlı sözlerle yatıştırdı.
Sonunda, Üç Altın Yaprak’ı almayı başaran Keloğlan, ağaca geri döndü ve yaprakları yerine yerleştirdi. Yapraklar, ağaca ışık saçtı ve vadiye tekrar suyun akmasını sağladı. Köy halkı sevinçle dans etti ve Keloğlan’a minnettarlıklarını sundu.
Keloğlan, “Zekâ ve cesaret, her zaman iyilikle birleşirse sorunlar çözülür,” dedi ve annesiyle birlikte köyde huzur içinde yaşamaya devam etti.