Keloğlan ve Zeka Taşı
Bu masal, ünlü Keloğlan’ın zorluklarla dolu bir yolculuğa çıkarak zekâ taşı adındaki sihirli bir taşı bulma serüvenini anlatır. Keloğlan, cesareti ve zekâsıyla taşın peşinden koşar, ama sonunda sabrı sayesinde başarıya ulaşır. Bu öğretici masal, sabır ve akıl üzerine dersler verir.
Bir zamanlar, köylerin birinde Keloğlan adında akıllı ve saf bir delikanlı yaşardı. Annesiyle birlikte mütevazı bir evde yaşayan Keloğlan, her zaman iyilikseverliği ve zekâsıyla bilinir, köylüler ona güvenirlerdi. Günlerden bir gün, köyün meydanında bir haber duyurdu. Padişah, ülkesinde yaşayan en akıllı kişiyi bulmak için bir yarışma düzenliyordu. Padişah, bu kişinin zekâ taşı denilen sihirli bir taşı bulup getirmesini istiyordu. Söylentiye göre, bu taş bir dağın zirvesinde saklıydı ve sadece gerçekten zeki olan kişi bu taşı bulabilirdi.
Keloğlan bu haberi duyar duymaz annesine koştu.
“Anneciğim, ben bu taşı bulmaya gideceğim,” dedi kararlı bir şekilde.
Annesi, “Oğlum, yol çok zorlu. Hem bu taş gerçekten var mı kimse bilmiyor,” diye endişelendi.
Ama Keloğlan kararını çoktan vermişti. Annesine veda ederek yola çıktı. Uzun süre yürüdü, dağlar aşarak taşın saklı olduğu yere doğru ilerledi. Yolda karşısına yaşlı bir adam çıktı. Adamın sırtında bir çuval, elinde bir değnek vardı.
“Evlat, nereye böyle?” diye sordu yaşlı adam.
“Zekâ taşını bulmaya gidiyorum,” dedi Keloğlan.
Yaşlı adam gülümsedi. “Eğer gerçekten akıllıysan, taş seni bulur,” dedi gizemli bir şekilde.
Keloğlan bu sözü anlamasa da yoluna devam etti. Günlerce dağları, dereleri geçti ve sonunda taşın saklı olduğu mağaraya ulaştı. Mağaranın kapısında dev bir aslan yatıyordu. Keloğlan korkmadan aslanın yanına yaklaştı ve onunla konuşmaya başladı:
“Ey koca aslan, bu mağaranın içinde zekâ taşı varmış. Ben bu taşı almak için geldim.”
Aslan şaşırmış bir şekilde Keloğlan’a baktı ve kükredi, ama zarar vermedi. Çünkü Keloğlan’ın saf kalbi ve cesareti, aslanı etkilemişti. Aslan, mağaranın kapısını açtı ve Keloğlan içeri girdi.
Mağaranın içinde parlayan bir taş gördü. Tam ona uzanacakken taş kayboldu. Keloğlan düşündü, düşündü ve sonra aklına yaşlı adamın söyledikleri geldi: “Eğer gerçekten akıllıysan, taş seni bulur.” Bunun üzerine taşın peşinden koşmak yerine mağaranın ortasına oturup sabırla beklemeye başladı.
Bir süre sonra taş, kendi kendine Keloğlan’ın önünde belirdi. Keloğlan taşı aldı ve köyüne döndü. Padişaha taşı götürdüğünde herkes onun zekâsına hayran kaldı. Keloğlan, zekâsı ve sabrıyla sadece taşı değil, herkesin saygısını kazanmıştı.