Küçük Prens ve Altın Balık
Bu klasik çocuk masalı, gerçek mutluluğun başkalarına yardım etmek ve neşeyi paylaşmakla geldiğini anlatıyor. Emir’in altın balıkla yaptığı konuşma, küçük yaşlardaki okuyuculara değerli bir ders veriyor. Paylaşmanın gücü ve başkalarına yardım etmenin verdiği mutluluk, masalın ana temasını oluşturuyor.
Bir zamanlar, denizin ortasında bir krallık varmış. Bu krallığın en küçük prensi, Emir adında bir çocuğa sahipmiş. Emir, çok meraklı, cesur ve zeki bir çocukmuş. Her gün ormanın derinliklerine ve deniz kenarına gidip, keşifler yaparmış. Ama bir gün, Emir’in karşısına hiç beklemediği bir şey çıkmış.
Bir sabah, Emir, deniz kenarında yürürken altın bir balık görmüş. Balık, Emir’i görünce hemen yanına gelmiş ve şöyle demiş:
“Sevgili Emir, ben denizin en değerli balığıyım. Senin gibi cesur bir çocuğu gördüğüm için sana bir dilek hakkı vereceğim. Hangi dileğini istersen yerine getirebilirim.”
Emir, önce biraz şaşırmış ama hemen düşünmeye başlamış. “Ben bir dilek istiyorum ama ne dilemeliyim?” diye düşünmüş. Sonra aklına bir fikir gelmiş. “Benim dileğim, bu krallıkta herkes mutlu olsun. Herkes gülsün, eğlensin ve birbirini sevsin.”
Altın balık gülümsedi. “Senin dileğin çok güzel Emir, çünkü gerçek mutluluk, başkalarına yardım etmek ve onlara neşe vermekle gelir. Dileğin yerine getirilecek. Ama unutma, gerçek mutluluk sadece paylaşarak bulunur.”
Altın balık, sihirli bir şekilde denize doğru kaybolmuş ve krallığa dönen Emir, oradaki herkese gerçek mutluluğu anlatmaya başlamış. Krallığın halkı, Emir’in öğrettikleriyle birbirlerine daha çok yardım etmeye ve birbirlerine daha çok sevgi göstermeye başlamış. Herkes birbirine gülümseyerek, mutluluk içinde yaşamaya devam etmiş.
Ve Emir, her zaman başkalarına yardım etmeyi ve neşeyi paylaşmayı hatırlayarak mutlu bir şekilde büyümüş.