PRENSES WENDY

PRENSES WENDY

Bir zamanlar Wendy isimli bir prenses yaşarmış. Bu prenses ülkenin işlerinde babasına yardımcı olmak için fikir verirmiş. Babası onun fikirlerini dinler, beğendiği fikirleri kendi fikirleri ile birleştirir; ülkesini her geçen gün geliştirirmiş. Günlerden bir gün denizaşırı bir ülkenin kendi ülkelerine yaklaşmakta olduğu haberini almışlar. Bu ülke barış için gelmiyormuş,savaş için geliyormuş. Kralın en yakın veziri bu ülkenin yeni kurulan bir ülke olduğunu, topraklarını genişletmek için sefere çıktığını anlatmış. Kral bu haberler üzerine hemen ordusunu toplamış. Kızı prenses Wendy’yi de yanına çağırmış. Kızı da babasına olası saldırı durumlarını özetlemiş. Ve bu denizaşırı toplumların saldırı tipinin genellikle dağınık olduğunu, birlik içerisinde değil rastgele saldırı şeklinde olduğunu söylemiş. Bunun üzerine Kral, gelecek olan orduya karşı ” Kaçıklar” ismini verdiği askerlerini öne sürmeye karar vermiş. Ardındansa düzenli ordu harekete geçecekmiş. Bu askerlere “Kaçıklar” denmesinin sebebi; aşırı derece sert, güçlü, savaşa meraklı olmaları sebebiylemiş.

Sonunda beklenen ordu ülkeye giriş yapmış. Başta Kaçıklar savaşmış, ardından düzenli ordu harekete geçmiş. Saraydan olup bitenlerin haberini alan Kral, prenses Wendy ile sürekli istişare yapıyormuş. Tam o anda saraya bir baskın olmuş. Meğersem karşı taraftan bir grup Kralın odağı savaşken sarayı basmayı planlamış. Böylece Kralı kaçıracaklar, ülkeye de el koyacaklarmış. Kralı ve prenses Wendy’yi tuttukları gibi kaçırmışlar ve Kralın askerleri bu gruba karşı koyamamış. Çünkü bu gruptaki insanlar, normal insanlardan çok daha uzun ve güçlü imiş. Üstelik çok iyi de dövüş yetenekleri olduğu için tüm saray muhafızlarını ve vezirleri atlatmışlar. Prenses Wendy gözlerini açtığında kendini bir zindanda bulmuş. Burası kendi ülkesinin zindanlarına benzemiyormuş. Ve anlamış ki kaçırıldığı yer, savaştıkları ülkeymiş…

Prenses Wendy’nin uyandığını gören muhafız, krala haber vermiş. Kral gelmiş ve şöyle bir süzmüş prenses Wendy’yi. Ardından karşısına oturmuş ve alaycı bir şekilde gülerek buradan asla çıkamayacağını, o küçük beyninin buna yetmeyeceğini söylemiş. Prenses Wendy karşılık vermek için ağzını aralamak istemiş ancak bu mümkün değilmiş. Elleri,ayakları ve ağzı sıkıca bağlıymış. Öfkeyle krala bakmış. Kral, prenses için üç seçenek sunmuş. Önüne üç kap koymuşlar. Her birinin içinde birbirinin aynısı olan anahtarlar varmış. Tek fark, kapların içindeki sıvılarmış. Birinci kapta sarı, ikinci kapta kırmızı ve üçüncü kapta mor renkli bir sıvı varmış. Kral anlatmaya başlamış. Bunların ikisi asit, biri meyve suyuymuş. Tek bir seçim hakkı varmış prensesin. Eğer anahtar meyve suyunun içindeyse sorun olmazmış. Ama anahtarın asitlerden birinin içinde de olma ihtimali varmış. Prensese akşama dek süre tanımışlar.

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Gizemli Ormanın Uzlaşması

Prenses Wendy seçim hakkını akşama bırakmış. Çünkü gözlem yapacakmış. Kapların olduğu yere oturmuş ve dikkatlice incelemeye başlamış. Asit olanın hangi kaplar olduğunu anlamak için, anahtarlara dikkatlice bakmış. Eğer anahtarın etrafında küçük küçük bir sürü baloncuk varsa bu, kabın içindeki sıvının asit olduğunu gösterirmiş. Sarı ve mor renkli kapta küçük baloncuklar olduğunu farketmiş ve bunların asit olabileceğine karar vermiş. Akşama az kalmış…Prenses bunu, orada duran ve arkadaşıyla konuşan bir veziri dinlerken duymuş. O anda prensesin aklında şimşekler çakmış. Öyle ki şaşkınlığından ötürü bir yerdeki kaplara bir vezirin kıyafetine bakıyormuş. Şaşırmış, çünkü vezirdeki anahtarlar kendi kaldığı zindanın anahtar deliğine tam uyacak şekildeymiş. Ancak önündeki kaplarda bulunan anahtarlar ise bu anahtar deliğine asla uymazmış. O anda prensesin aklına parlak bir fikir gelmiş. Veziri yanına çağırmış ve acilen tuvalete gitmesi gerektiğini söylemiş. Vezir, prenseste olağandışı bir hal sezmeyince zindanın kapısını cebinden sarkan anahtarla açıvermiş! Prenses Wendy zindandan dışarı çıkarken ayağını yanlışlıkla çarpar gibi yaparak kırmızı kabı düşürmüş yere. Ve elindeki mendilini de yere eş zamanla atıvermiş. Vezir bu sakarlığı görünce prensese çok kızmış. Prenses de yalancıktan özür dilerim demiş ve mendilini almak için yere eğilmiş. Mendilini alırken gizlice anahtarı de mendiliyle birlikte alıvermiş.

Tuvaletin oraya geldiklerinde vezire çıkışmış prenses Wendy. Arkasını dönmesini söylemiş ve biraz da uzaklaşmasını. Vezir biraz uzaklaşınca prenses Wendy hemen etrafına bakınmış. Ve sonra duvarda minik bir delik farketmiş! Prenses Wendy bu deliği görünce ne olduğunu hemen anlamış. Çünkü bir benzeri kendi sarayında olan tuvalette de varmış. Bu deliğe, basınç uygulayacak kadar herhangi bir cisim sokulursa duvara benzeyen ama aslında bir gizli geçite açılan bir kapı ortaya çıkarmış. Elindeki anahtarı deliğe sokup ittirmiş prenses Wendy. Ve sessizce açtığı kapıdan içeri süzülmüş. Hızlıca geçide atmış kendini ve meşalelerin aydınlattığı yolda koşmaya başlamış. Bir yol ayrımına gelince iki işaret görmüş. Soldaki işarette güneş, sağdaki işarette ise ay varmış. Bunların ne olabileceğini düşünmüş. En son aklına şöyle bir şey gelmiş: Güneş, gündüzleyin ortaya çıkar. Ay ise geceleyin. Güneş işareti bu yolun çıkışını, ay işareti ise yolun devamını simgeliyor.

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Işıltılı Ormanın Sırrı

Güneş işaretinin olduğu taraftan koşmuş prenses. Ve artık nefes nefese kaldığında durup şöyle bir etrafına bakınmış. Bir yerden ” buradayım, buradayım” diye sesler geliyormuş. Sesin sahibini hemen tanımış tabii. Bu ses prensesin babası olan krala aitmiş! Prenses Wendy koşarak koridor sonuna ulaşmaya çalışmış. Ve artık karşısında gizli geçidin kapısını görmeye başlamış. Kapıya yaklaşınca sadece ufacık bir pencere yapılmış zindan görmüş. İçeride de babası varmış! Prenses Wendy sevinçten ağlamış. Fakat bir sorun varmış. Kralın da önünde tam üç kap ve üç farklı anahtar varmış. Ancak işler bu sefer daha kolay olmuş. Prenses Wendy zindanın deliğine şöyle bir bakmış. Dümdüz bir anahtar gerektiğini söylemiş babasına. Babası kaplardaki sıvıları dikkatlice bir köşeye dökmüş ve kıyafetinden bir parça koparıp düz anahtarı zindanın duvardan kapısının altından atıvermiş. Prenses Wendy anahtarı kendi mendili tutup kapıyı açmış. Artık özgürlermiş! Hemen o gizli geçitten çıkmışlar ve herkesten gizli bir kayığa atlayıp ülkelerinin yolunu tutmuşlar. Ülkeleri Güney tarafında imiş. Oraya doğru ilerlemişler. Prenses Wendy’nin yön bilgisi vesilesi ile kaybolmadan 4 gün 4 gece yol gitmişler. Bir kral sürmüş kayığı, bir prenses…

Ülkelerine vardıklarında yorgunluktan bitap durumdalarmış. Üstelik her tarafta düşman askerleri varmış. Sarayın içine giden gizli tünellerine girmişler. Ve en son kralın odasına gelmişler. Kral sakladığı yerden kılıçlarını kuşanmış ve kızına da bir kalkan ile kılıç vermiş. Dolaptaki birkaç parça yemeği de hızlıca yiyip enerjilerini yerine getirmişler.

Yönetim Odası’na gitmişler gizlice. Burada kral ülkesini yönetir, toplantılarını da burada yaparmış. Odaya daldıkları gibi cesurca savaşıp onları kendi ülkesine hapseden ve sonra prenses Wendy’nin ülkesine yerleşen kötü kralı öldürmüşler. Böylece kötü kral öldüğü için denizaşırı ülke de yıkılmış. Kral tekrar kendi koltuğuna geçip halkına artık korkmamalarını bildiren bir bildirge hazırlatıp ülkeye bu haberi yaymış. Denizaşırı ülke ise bir daha asla kurulmamış. Böylece kral ve prenses Wendy kendi ülkelerini tekrar yönetmeye başlamışlar. Kısa zamanda her şey normale dönmüş…

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  NYPO VE SHYRU'NUN HAYATI

SON…

Elif Yalnızbaş

Her yazarın karanlık bir tarafı olduğunu düşünüyorum. Yanılıyor muyum bilmem,kendi düşüncem bu yönde. Büyüyen bir vücudun içinde,küçük bir çocuk taşıyorum ben...

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu