Uçan Halı Masalı
Küçük Efe, dedesinin evinde eski bir halı bulur. Bu halı, sihirliymiş ve gökyüzüne uçabiliyormuş! Efe, halıyla ormanın sırlarını keşfetmeye çıkar. Acaba hangi maceralar onu bekliyor? Bu masalda cesaret ve hayal gücüyle dolu bir yolculuk sizi çağırıyor!
Bir zamanlar, rüzgârlı bir köyde Efe adında meraklı bir çocuk yaşarmış. Efe, dedesinin tozlu tavan arasında oynarken, renkli desenlerle süslü eski bir halı bulmuş. Halı, sanki canlıymış gibi titriyormuş. Efe, üzerine oturur oturmaz halı havalanmış! Gökyüzüne yükselirken Efe, “Bu sihirli bir halı!” diye bağırmış.
Halı, Efe’yi ormanın üzerine taşımış. İlk durak, bilge baykuş Uğur’un yuvası olmuş. Uğur, “Bu halı, sadece iyi kalpli olanları taşır. Ormanın kayıp neşesini bulmalısın,” demiş. Efe, halıyı yönlendirip ormanın derinliklerine uçmuş. Aşağıda, sincap Kıvırcık koşuşturuyormuş. “Neşe, şarkı söyleyen nehirde saklı!” demiş Kıvırcık. Efe, halıyı nehire doğru sürmüş.
Nehir, gümüş gibi parlıyormuş ama sessizmiş. Efe, halıdan inip bir kurbağa olan Zıplayan’a sormuş. “Nehrin şarkısı kayboldu, çünkü rüzgârın flütü kırıldı,” demiş Zıplayan. Efe, flütü bulmak için halıyla dağlara uçmuş. Dağlarda, bir keçi olan Tırmık’la karşılaşmış. Tırmık, “Flüt, mağaranın içinde,” demiş. Efe, cesaretini toplayıp mağaraya girmiş. Orada, kırık bir flüt bulmuş ama nasıl tamir edeceğini bilememiş.
Tam o sırada, bir kelebek sürüsü uçarak gelmiş. “Efe, kalbinle flütü onar,” demişler. Efe, flütü eline almış, gözlerini kapatmış ve neşeli bir şarkı düşünmüş. Halının sihri devreye girmiş; flüt birleşmiş! Efe, flütü çalmış ve nehir yeniden şarkı söylemeye başlamış. Orman, kuş cıvıltıları ve çiçek kokularıyla dolmuş.
Efe, halıyla köye dönmüş. Köyün çocukları, nehrin şarkısını duyup dans etmeye başlamış. Dedesi, Efe’ye sarılıp, “Halı, senin cesaretini ve neşeni sevdi,” demiş. Efe, halıyı tavan arasına geri koymuş ama her gece gökyüzüne bakıp gülümsemiş. Halı, bir sonraki iyi kalpli çocuğu bekliyormuş.
O günden sonra, köyün çocukları Efe’nin macerasını dinlemiş. Her biri, kendi kalplerindeki sihri keşfetmiş. Orman, nehrin şarkısıyla hep neşeli kalmış. Efe ise her rüzgâr estiğinde halının fısıltısını duyarmış, çünkü gerçek sihrin cesaret ve dostluk olduğunu öğrenmiş.
