Altın Elma Ağacı ve Üç Kardeş
Bu klasik masal, cesur ve zeki bir çocuk olan Kaan’ın Altın Elma Ağacı'ndan sihirli elmayı getirmek için verdiği mücadeleyi anlatıyor. Kaan, devin bilmecesini çözerek elmayı kazanıyor ve köyüne huzur getiriyor. Çocuklara cesaret, zekâ ve iyiliğin önemini öğreten bu masal, büyülü ve öğretici bir hikaye sunuyor.
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, yemyeşil dağların arasında bir köy varmış. Bu köyde yaşayan yaşlı bir çiftçi, köyün en güzel bahçesine sahipmiş. Bahçesinin ortasında, herkesin gözlerini kamaştıran bir Altın Elma Ağacı büyüyormuş. Ancak bu ağaç sadece yılda bir kez meyve verirmiş ve her meyve altın gibi parlayan, sihirli bir elmaymış. Bu elmayı kim yerse, tüm dilekleri gerçek olurmuş. Ancak yıllardır kimse bu ağacın meyvesini toplayamamış, çünkü her gece bir dev ağacı koruyormuş.
Yaşlı çiftçinin üç oğlu varmış: En büyükleri güçlü ve cesurmuş, ortanca zeki ve bilge, en küçükleri ise küçük ve kimse tarafından ciddiye alınmazmış. Bir gün, yaşlı çiftçi oğullarını yanına çağırmış ve “Bu yıl altın elmayı kim getirirse, tüm mirasımı ona vereceğim,” demiş.
En büyük oğul, cesaretiyle elmayı getireceğine inanmış ve gece olunca Altın Elma Ağacı’na gitmiş. Ancak dev ağacı koruyordu ve devin karşısına çıkınca korkuya kapılıp kaçmış. Ertesi gece ortanca oğul gitmiş, ama o da devin zekasına ve kurnazlığına yenik düşmüş.
Son olarak, en küçük oğul Kaan, elmayı getirmeye karar vermiş. Kaan, ağacın yanına gittiğinde, dev hemen karşısına çıkmış. Ama Kaan ne korkmuş ne de kaçmış. Dev ona, “Neden kaçmıyorsun? Kardeşlerin kaçtı,” diye sormuş. Kaan ise, “Kaçmam çünkü elma sadece bana değil, köyümüze de huzur ve mutluluk getirecek,” demiş.
Bu sözleri duyan dev, Kaan’ın kalbindeki saf iyiliği anlamış ve ona bir fırsat vermeye karar vermiş. “Eğer bana doğru bir bilmece sorarsan ve ben cevabını bulamazsam, altın elmayı alabilirsin,” demiş. Kaan bir süre düşünmüş ve devin hiç duymadığı bir bilmece sormuş: “Dünyada herkesin sahip olduğu ama kimsenin göremediği şey nedir?”
Dev uzun süre düşünmüş ama cevabı bulamamış. Sonunda pes etmiş ve “Cevap nedir?” diye sormuş. Kaan gülümseyerek, “Gölge,” demiş. Dev bu cevap karşısında hayran kalmış ve altın elmayı Kaan’a vermiş.
Kaan, altın elmayla eve dönmüş ve köyde büyük bir kutlama yapılmış. Kaan’ın cesareti, zekası ve saf kalbi sayesinde köyün dilekleri gerçekleşmiş, herkes mutlu bir hayat sürmeye devam etmiş.
