Kardeşlerin Deniz Macerası

Kardeşlerin Deniz Macerası

Antalya’nın, denize yakın ilçelerinde iki erkek kardeş yaşardı. Kardeşlerin isimleri Mert ve Mete’ydi. Bu kardeşler, güneşin kavurucu sıcaklığı altında yüzmeyi çok severlerdi. Okuldan sonra her gün ,ailesinden izin alır almaz koşarak kumsala gider ve denizin serin sularına atlarlardı.

Mert, cesur ve girişkenliğiyle tanınırdı. Derin sulara bile gözü kapalı atlardı. Bu Mert için çok tehlikeli bir durumdu. Ailesi bu davranışı için kendisine çok kızıyordu. Mete ise daha sakin birisiydi. Sakinliğinin yanı sıra suyun altındaki dünyayı her zaman merak ediyordu. Bu yüzden her seferinde suyun dibine doğru dalmaya çalışıyordu. Kardeşler, Antalya’nın mavi parlak denizinde, balıklarla yarışır, dalgalarla dans ederdi.

Bir akşam, köye yaşlı bir balıkçı geldi ve kardeşlere daha önce hiç kimse tarafından bilinmeyen bir hazinenin haritasını verdi. Harita, Antalya’nın açıklarında, derin ve daha önce hiç görmedikleri bir mağaradaydı. Saklı hazineyi bulabilmek için mağaraya gitmeye karar vermişlerdi .

Saatler süren arayışları sonucunda, nihayet mağaraya bulmuşlardı. Mağaranın içerisi, parlak cisimler ve rengarenk balıklarla doluydu. Mağaranın derinliklerine doğru, parlak bir ışık eski bir sandığın üzerini aydınlatıyordu. Hemen sandığın olduğu yere doğru gittiler ve sandığın içini açtıklarında sadece altın ve mücevherler değil, aynı zamanda eski bir medeniyet hakkında bilgilerin yazıldığı bir kitap ve haritayı da buldular.

Mert ile Mete, hazineyi alarak hemen ailesine getirdiler. Ailesi bu hazineyle beraber ,çıkardıkları kitabı ve haritayı jandarmaya teslim ettiler. Kardeşlerin ve ailesinin bu doğru davranışı tüm emniyet tarafından ayakta alkışlandı. Devlet tarafından da aile tebrik edilerek ödüllendirildi. Çocuklarının bu davranışı tüm ülkeye güzel bir örnek olmuştu. Bu masalımız da burada bitmiş oldu.

Evet çocuklar yolda ya da herhangi bir yerde bize ait olmayan bir eşya bulduğumuzda bunu hemen sahibine vermeliyiz. Eğer sahibini bilmiyorsak durumu hemen ailemize anlatmalıyız.