Keloğlanın Dürüstlük Masalı

Keloğlanın Dürüstlük Masalı

Uzak bir köyde Keloğlan ismiyle bilinen cesur ve zeki bir genç yaşarmış. Keloğlan, annesiyle beraber fakir bir hayat sürer, ancak her gün mutlu ve neşeli olmayı başarmış. Günlerden bir gün köylerine haberciler gelmiş ve padişahın kızının hasta olduğunu, iyileştirebilecek kişiye ne isterse istesin yerine getirileceği söylenmiş.

Keloğlan, padişahın evladını iyileştirmek için yola koyulmuş. Yolda bir çok farklı zorluklar karşısına çıkmış fakat akıllıca çözümler bularak tüm bu sorunları çözmeyi başarmış. Uzun bir yolculuğun ardından, padişahın sarayına varmış ve prensesi odasına girmiş. Prensesi yakından incelediğinde, onun aslında üzüntüden hastalandığının farkına varmış. Keloğlan, prensesi güldürmeyi başararak onun yavaş yavaş iyileştiğine şahit olmuş. Prensesi mutlu ederek iyileşmesine sebep olan Keloğlan, padişah tarafından ödüllendirilerek köyünde bir kahraman olarak görülmüş. Keloğlan, köyüne geri döndüğünde herkes onu büyük bir kutlamayla ayakta karşılamış. Fakat Keloğlan’ın macerası burada bitmemiş. Bir gün, köyünde yaşayan en yaşlı adam Keloğlan’ı kendi evine davet ederek, köyün yakınında olan büyülü ormanda gizlenmiş eski bir hazine haritasından söz etmiş. Keloğlan, hemen heyecanla bu maceraya koyulmak için hazırlanmış. Sonraki gün erkenden yola çıkan Keloğlan, büyülü ormana ulaşmayı başarmış. Orman da, gizemli sesler ve tuhaf yaratıklarla doluymuş. Keloğlan ormanda karşılaştığı bu zorlukların üstesinden gelmeyi başarmış. Çok akıllı birisi olduğu için kendisini hiç kimse durduramamış. Ormanın sonlarına doğru, konuşan bir ağaç görmüş ve bu ağaç keloğlana hazineye giden yolu göstermiş. Fakat bir şartla göstereceğini söylemiş : Keloğlan, hazineyi bulduğunda yoksullara da yardım edeceğinin sözünü vermiş. Uzun ve zorlu bir yolculuktan sonra Keloğlan, haritada gösterilen yere ulaşmış ve kocaman bir mağaraya girmiş. Mağaranın içerisinde pırlantaları ve altınlarla dolu bir odayı görmüş. Fakat Keloğlan, yaşlı adamın sözünü hatırlamış ve hazineyi köylülerle paylaşmaya karar vermiş.

Keloğlan, hazineyi toplayıp köyüne getirdiğinde, herkes onun ne kadar cömert olduğunu anlamış. Bu davranışına tüm köylüler hayran kalmış. Köy, artık eskisine göre daha da zengin ve mutluymuş. Keloğlan ise, zenginlikten daha çok, yardımseverliğin ve paylaşmanın öneminin farkına varmış. Keloğlan‘ın bu hikayesi, zekanın ve iyilik yapmanın her zaman en büyük zenginlik olduğunu biz okuyuculara gösterir. Keloğlan, bu masalımızda da her zaman için dürüstlüğü ve adaleti savunan, herkes için en iyisini düşünen bir kahraman olarak aklımızda kalacak.