Minik Tavşan ve Cesur Fare

Bir varmış, bir yokmuş, yemyeşil bir ormanın derinliklerinde Minik Tavşan adında sevimli bir tavşan yaşarmış. Tavşan, çok tatlı ve neşeliymiş, ama çok da korkakmış. Ormandaki en ufak bir ses bile onu ürkütür, hemen yuvasına kaçar, saklanırmış. Bir gün, Tavşan’ın yolu ormanın en cesur hayvanı olarak bilinen Cesur Fare ile kesişmiş.

Cesur Fare, küçük ama kocaman bir yüreği olan bir hayvanmış. Ormanda kimse onun kadar cesur değilmiş. Tavşan, Fare’nin cesaretine hayran kalmış ve ona, “Fare kardeş, sen nasıl bu kadar cesur olabiliyorsun? Ben en küçük sesten bile korkuyorum,” demiş. Fare gülümseyerek, “Korkmak doğal bir şeydir, ama cesaret, korkularınla yüzleşmektir. Ben de korkarım, ama korkularımı aşarak güçlü oluyorum,” demiş.

O günden sonra Tavşan ve Fare iyi arkadaş olmuşlar. Fare, Tavşan’a korkularıyla başa çıkmayı öğretmeye başlamış. İlk olarak Tavşan, Fare ile birlikte ormanda küçük keşifler yapmış. Ormanın en karanlık yerlerine gitmişler, ama Fare hep ona destek olmuş. “Korkmana gerek yok, ben yanındayım,” dermiş.

Bir gün, ormana büyük bir tehlike gelmiş. Yırtıcı bir kuş, Tavşan’ın yuvasının yakınlarına yuva yapmış ve küçük hayvanları avlamaya başlamış. Tavşan çok korkmuş ve yuvasından çıkmaya cesaret edememiş. Ancak Cesur Fare hemen devreye girmiş. Tavşan’a, “Korkularınla yüzleşmenin zamanı geldi,” demiş. Fare, kuşu uzaklaştırmak için bir plan yapmış. Tavşan da bu plana yardım etmeye karar vermiş.

Fare ve Tavşan, birlikte kuşun dikkatini dağıtmak için ormanın en yoğun yerlerine koşmuşlar. Tavşan, Fare’ye güvenerek kuşun dikkatini başka yöne çekmiş, Fare de kuşun yuvasını bulmuş ve onu ormandan uzaklaştırmayı başarmış. Bu olaydan sonra, Tavşan korkularını aşarak daha cesur hale gelmiş.

Tavşan, “Cesaret sadece büyük olmakla değil, korkularınla yüzleşmekle kazanılır,” demiş. O günden sonra Tavşan ve Fare, ormanın en cesur dostları olarak tanınmışlar. Tavşan artık korkak bir tavşan değil, korkularıyla yüzleşen cesur bir hayvan olmuş.