Pinokyo Masalı
Pinokyo" masalı, genellikle çocuk edebiyatının klasiklerinden biri olarak kabul edilir. İtalyan yazar Carlo Collodi tarafından yazılan bu hikaye, 1883 yılında yayımlanmıştır. Masal, ahşap bir kukla olan Pinokyo'nun maceralarını anlatır ve onun iyi bir çocuk olma yolunda yaşadığı deneyimleri konu alır.
Pinokyo Masalı
Bir zamanlar küçük bir kasabada yaşayan ihtiyar ve fakir bir marangoz varmış. Geçimini kukla yaparak sağlıyormuş ve hep bir çocuğunun olmasını çok istiyormuş. Bir gün ormana gitmiş ve kukla yapmak için kütük aramaya başlamış.
Ormanda gezinirken birden yerde tam istediği gibi bir kütük bulmuş. Bütün kütüğü alıp atölyesine götürmüş ve kütüğü oymaya başlamış. Oydukça kütükten ses çıkıyormuş, “ah ah” diye. Gepetto usta sesin nereden geldiğini anlamıyormuş.
Kütüğü oydukça yavaş yavaş şekillenmeye başlamış, kafası, kolları, ayakları belirginleşmiş. Kukla bittiğinde onu sandalyenin üstüne koymuş. Yerleri süpürmeye başlamış ve o sırada kukla konuşmaya başlamış, hareket etmiş.
Gepetto usta gördüklerine inanamıyormuş. Artık onunda bir çocuğu olduğu için çok sevinmiş. Oğluyla çok güzel vakitler geçirmeye başlamış. Aradan çok uzun yıllar geçmiş ve oğlunun okul çağı gelmiş ama Gepetto ustanın çocuğunu okula gönderecek parası yokmuş.
Bunun için üstündeki montunu satmış ve parayı çocuğuna vermiş. Bu para ile defter kalem alıp okula gitmesini istemiş. Pinokyo yolda şarkı söyleye söyleye okula doğru gidiyormuş. İnsanlara bakıyor, mağazaların önünden geçip vitrinlere bakıyormuş.
Pinokyo ileride bir kalabalık insan topluluğu görmüş ve orada kocaman bir çadır kuruluymuş, içinde ne olduğunu merak ediyormuş. Kalabalığın arasından sıyrılıp çadırın girişine gelmiş ve kapıda duran görevli eğer paran yoksa buraya giremezsin demiş.
Pinokyo babasının verdiği parayı hatırlamış ve cebindeki parayı vererek içeri girmiş. Sahnede iki tane kukla dans ediyormuş. Onları gören Pinokyo bunlar da benim gibi tahtadan deyip yanlarına gitmiş ve onlarla birlikte dans etmiş.
Seyirciler de Pinokyo’ya kızıyorlarmış, “çekil oradan göremiyoruz” diyorlarmış. Kuklaları yukarıdan oynatan adam “ne güzel bir tahtadan kukla bu” demiş “ipsiz hareket edebiliyor”. “Bu bana çok para kazandıracak” demiş. Gösteri bittiğinde Pinokyo’yu yakalamış ve kafese kilitlemiş.
Pinokyo babasının sözünü dinlemediği için çok pişman olmuş. Ağlamış ve Pinokyo’nun pişman olduğunu gören bir peri ortaya çıkıvermiş. Peri, Pinokyo pişman olduğu için ona yardım etmiş “seni buradan çıkaracağım ama okuluna gideceksin” demiş. Ama Pinokyo’nun hiç parası kalmamış,
Peri ona paralarını geri vermiş. Pinokyo çok sevinmiş tekrar yolda yürüyerek okula doğru şarkı söyleye söyleye gidiyormuş. Yol kenarında duran tilki ve kedi Pinokyo’yu görünce ona bir oyun oynayıp elindeki parayı almak istemişler.
Pinokyo böyle şarkı söyleye söyleye nereye gidiyorsun diye sormuşlar. Pinokyo da “okula gidiyorum ama önce kırtasiyeden kalem ve defter alacağım” demiş. Tilki de “peki paran var mı?” demiş. Pinokyo da babasının verdiği parayı göstermiş.
Babası montunu satarak Pinokyo’ya vermiş olduğu parayı gören tilki, Pinokyo’ya “eğer parayı bize verirsen paranı sihirli toprağa ekeriz ve para ağacın olur ne zaman para lazım olursa ağaçtan koparabilirsin” demiş. Pinokyo da kolay yoldan para kazanmak için kabul etmiş ve bütün parasını tilkiye vermiş.
Tilki ile kedi gidince Peri ortaya çıkıvermiş. Pinokyo’ya okula gidip gitmediğini sormuş ama eğer yalan söylersen seni cezalandırırım demiş. Aslında Peri gerçeği biliyormuş. Pinokyo “tabii ki okula gittim, kırtasiyeden de kalem ve defter aldım” demiş.
Yalan söyleyen Pinokyo’nun burnu uzayıvermiş. Peri sordukça Pinokyo yalan söylüyormuş ve burnu bir metreden fazla uzamış en sonunda Pinokyo gerçeği anlatmış. Peride Pinokyo’nun burnunu eski haline getirivermiş.
Pinokyo’nun pişman olduğunu gören Peri ona parasını tekrar geri vermiş ve okula gitmesini söylemiş. Pinokyo okula doğru giderken sirkten kaçtığı adamı karşısında görmüş. Adam Pinokyo’yu yakalamış ve ona kızgın olduğu için onu denize atmış.
Pinokyo tahta olduğu için batmamış ve yüzmeye başlamış. Bu çok hoşuna gitmiş, derken büyük bir balina onu yutuvermiş. Balinanın midesinde çaresizce kalakalmış. Gepetto usta Pinokyo’yu çok merak ediyormuş. Pinokyo günlerce eve gelmeyince onu aramaya çıkmış.
Deniz kıyısında onu gören balıkçılar Gepetto ustaya teknesini vermişler ve Pinokyo’nun denize düştüğünü söyledikleri için onu denizde aramaya başlamış. Birden teknesi batmış ve Gepetto usta yaşlı ve yüzme bilmediği için suya batıvermiş. O sırada Pinokyo’yu yutan dev balina Gepetto ustayı da yutmuş.
Balinanın içinde ağlayan Pinokyo’yu gören Gepetto usta oğluna sarılmış ve o sırada Peri tekrar gelmiş. Pinokyo’nun pişman olduğunu gören peri onları kurtarıp karaya çıkarmış ve bundan sonra Pinokyo hiç yalan söylememiş.
Gepetto usta ile Pinokyo’ya artık çok mutlu yaşıyorlarmış. Pinokyo her gün okula gidip geliyormuş. Bir gün Pinokyo uyurken Peri onu gerçek insan yapmış. Pinokyo uyandığında gerçek insan olduğunu görmüş ve hemen babasının yanına gidip “bak baba ben etten kemikten gerçek insan oldum” demiş.
Babası gerçek bir çocuğu olduğu için çok mutlu olmuş ve ömür boyu ikisi beraber mutlu bir şekilde yaşamaya devam etmişler.