Sihirli Fırça Masalı
Küçük ressam Ela, bir gün ormanda sihirli bir fırça bulur. Bu fırça, çizdiği her şeyi gerçeğe dönüştürüyormuş! Ancak fırçanın sırrı, sadece iyi kalpli olanlara yardım etmesiymiş. Ela’nın macera dolu yolculuğu, dostluk ve iyilikle nasıl renkleniyor, keşfedelim!

Bir varmış, bir yokmuş, şirin bir köyde Ela adında küçük bir kız yaşarmış. Ela, renkli kalemleri ve defteriyle saatlerce resimler çizer, hayal dünyasında gezinirmiş. Bir gün, ormanda gezintiye çıkmış ve yosun kaplı bir ağacın dibinde parlayan altın bir fırça bulmuş. Fırça, sanki ona sesleniyormuş gibi ışıldıyormuş. Ela, fırçayı eline alır almaz, bir kelebek çizmiş. Bir de ne görsün! Çizdiği kelebek kanat çırparak uçmuş! Ela, şaşkınlıkla bağırmış, “Bu sihirli bir fırça!”
Ela, köye dönüp fırçayı denemeye karar vermiş. İlk olarak, susuzluktan solan çiçekler için bir gölet çizmiş. Fırça hareket eder etmez, gölet gerçeğe dönüşmüş ve çiçekler yeniden canlanmış. Köyün çocukları, Ela’nın etrafına toplanmış. “Bize de bir şeyler çiz!” diye yalvarmışlar. Ela, bir sürü balon, şeker ağaçları ve uçan kuşlar çizmiş. Herkes neşeyle gülüyormuş, ama Ela’nın aklına bir fikir gelmiş: “Fırçayı sadece eğlence için değil, iyilik için kullanmalıyım!”
Köyün dışında, yaşlı bir nine yalnız başına yaşıyormuş. Evinin çatısı delik deşikmiş, kış gelince üşüyormuş. Ela, nineyi ziyaret etmiş ve sihirli fırçayla sağlam bir çatı, sıcacık bir soba ve bir bahçe dolusu sebze çizmiş. Nine, mutluluktan ağlamış ve Ela’ya sarılmış. “Senin kalbin altın gibi, küçük ressam,” demiş.
Ancak bir gün, köyün huysuz tüccarı fırçayı duymuş. “O fırça benim olmalı!” diyerek Ela’nın peşine düşmüş. Ela, fırçayı korumak için ormana kaçmış. Tüccar, fırçayı kapmış ama ne çizse de işe yaramamış. Çünkü fırça, sadece iyi kalpli olanlara itaat ediyormuş. Tüccar, öfkeyle fırçayı yere atmış. O sırada ormanın bilge tilkisi ortaya çıkmış. “Ela, fırçayı senin kalbin canlandırıyor,” demiş. Ela, fırçayı alıp bir köprü çizmiş ve tüccarı köyden uzaklaştırmış.
Ela, fırçayı kullanarak köyü güzelleştirmeye devam etmiş. Hasta bir kuzuya yemyeşil bir otlak, yorgun bir at arabacısına yeni bir araba çizmiş. Her çizim, köyü daha mutlu bir yer yapmış. Bir gece, fırça Ela’ya fısıldamış: “Senin iyiliğinle görevim tamamlandı.” Ertesi sabah, fırça kaybolmuş. Ama Ela üzülmemiş, çünkü kalbinin sihri ona her zaman yeterdi.
Köy, Ela’nın resimleri ve iyilikleriyle yıllarca konuşulmuş. Çocuklar, onun maceralarını dinleyerek büyümüş ve her biri kendi kalplerindeki sihri keşfetmiş. Ela ise her zaman gülümsemiş, çünkü gerçek sihrin sevgi ve yardımseverlik olduğunu biliyormuş.