Minik Rüzgârın Renkli Yolculuğu
Gökyüzünde oyun oynamayı seven Minik Rüzgâr, bir sabah fark etti ki esintisi artık renk taşımıyordu. Oysa her esintisinde gökkuşağının kokusunu taşırdı. Renklerini geri kazanmak için çıktığı yolculuk, ona paylaşmanın büyüsünü öğretecekti.

Gökyüzünde birbirinden güçlü rüzgârlar yaşardı: Kuzey Rüzgârı soğuk, Güney Rüzgârı sıcak, Doğu Rüzgârı yumuşak, Batı Rüzgârı inatçıydı. Ama onların arasında biri vardı ki, adı Minik Rüzgâr’dı — ne güçlü, ne de hızlıydı, ama her zaman neşeliydi.
Minik Rüzgâr sabahları çiçeklerin yapraklarını okşar, kelebeklerin kanatlarını titreştirirdi. Fakat bir gün fark etti ki, estiği her yerde renkler solmuştu. Çiçekler artık parlak görünmüyor, yapraklar matlaşıyordu. “Renklerim nereye gitti?” diye üzülerek göğe baktı.
Bulut Dede, onun hüznünü fark etti. “Evlat, sen o kadar çok rengi paylaştın ki, sonunda kendi rengin kalmadı.”
Minik Rüzgâr şaşırdı. “Ama ben sadece herkesin mutlu olmasını istedim.”
“Belki de biraz kendine de saklamalısın,” dedi Bulut Dede gülümseyerek.
Bunun üzerine Minik Rüzgâr renklerini geri bulmak için yola çıktı. İlk durağı kır çiçekleriydi. Onlara, “Bende kalan son esintiyi paylaşabilir miyim?” diye sordu. Çiçekler hep bir ağızdan, “Elbette!” dedi. Yapraklarından yayılan pembe, sarı ve mor tozlar Rüzgâr’a karıştı.
Sonra gökkuşağını ziyaret etti. “Senden biraz renk ödünç alabilir miyim?”
Gökkuşağı gülümsedi. “Renkler paylaşmak içindir, ama unutma, onların anlamı senin içindeki neşedir.”
Minik Rüzgâr aldığı renklerle ormana döndü. Artık yeniden renkliydi, ama bu kez renkleri sadece dışarıdan değil, içinden parlıyordu. O günden sonra estiği her yerde bir denge oluştu: ne fazla ne az, tam kararında bir mutluluk esintisi.
Güneş batarken Bulut Dede tekrar seslendi:
“Şimdi gerçek rengini buldun, Minik Rüzgâr. Çünkü artık hem paylaşıyorsun hem de kendini seviyorsun.”
Minik Rüzgâr gülümsedi. O gün öğrendiği şeyi hiç unutmadı: Renkler paylaşınca tükenmez, sevgiyle çoğalır.
Bu masaldan öğrendiğimiz ders:
Kendini sevmek bencillik değildir. Çünkü içimizdeki sevgi güçlü olursa, onu başkalarıyla paylaşmak da o kadar kolaylaşır.



