Deniz Fenerinin Kalbi
Kıyı kasabasındaki eski deniz feneri, yıllardır hiç yanmazdı. Fakat bir gece, denizin ortasında kaybolan küçük bir gemi, o fenerin ışığını yeniden uyandırdı. Çünkü bazen en sönük kalpler bile, bir başkasının umuduyla yeniden parlayabilir.

Denizin kıyısında, yosun kokulu bir kasaba vardı. Kasabanın ucunda da yaşlı bir deniz feneri dururdu. Adı “Lima Feneri”ydi. Bir zamanlar geceleri denizi aydınlatır, kayıkçıların yollarını bulmasına yardım ederdi. Ama yıllar geçtikçe ışığı sönmüş, herkes onu unutmuştu.
Bir gün küçük bir çocuk, kasabaya taşındı. Adı Derin’di. Denizi çok severdi ama fenerin karanlık hâline üzülürdü. Her akşam fenerin yanına gider, elindeki fenerci lambasıyla yukarıya bakardı.
“Keşke seni tekrar yakabilsem,” derdi fısıltıyla.
Bir gece denizde fırtına koptu. Dalgalar kabardı, gökyüzü gürledi. Kasaba halkı pencerelerinden dışarı bakarken Derin, denizin ortasında bir geminin yönünü kaybettiğini gördü.
“Fener yanmıyor, gemi karaya çarpacak!” diye bağırdı.
Korkmadan koştu. Fenerin kapısını açtı, içerisi toz ve örümcek ağlarıyla doluydu. Yukarı tırmanmaya başladı. Her adımda rüzgâr uğulduyor, ahşap merdivenler gıcırdıyordu. En tepeye ulaştığında eski bir lambayı buldu ama içi boştaydı.
“Ne yakabilirim ki?” diye düşündü.
Tam o sırada cebindeki küçük lambasını hatırladı. Annesinin ona verdiği eski bir fenerdi. “Az ışığım var ama deniz için yeter,” dedi.
Lambayı büyük camın ortasına yerleştirdi ve dua eder gibi ellerini açtı.
Birden camın içinden parlayan bir ışık yükseldi! Fener, yıllar sonra yeniden yandı. Kasaba halkı şaşkınlıkla dışarı çıktı, denizdeki gemi ışığı gördü ve yönünü buldu.
Sabah olunca kasaba halkı Derin’i buldu. “Sen feneri nasıl yaktın?” diye sordular.
Derin gülümsedi: “Ben sadece küçük bir ışığı paylaştım.”
O günden sonra Lima Feneri, her gece Derin’in lambasıyla yanmaya devam etti. Çünkü artık fenerin gerçek kalbi bir makine değil, bir çocuğun cesaretiydi.
Bu masaldan öğrendiğimiz ders:
Bir ışığın büyüklüğü değil, paylaşıldığı yer önemlidir. Küçük bir iyilik, karanlığın en derin yerinde bile yolu aydınlatabilir.



