Keloğlan ve Barış Çiçeği’nin Koruyucusu

Keloğlan ve Barış Çiçeği’nin Koruyucusu

Bir zamanlar, uzak bir köyde, saçlarından tek bir tane bile olmayan, bu yüzden Keloğlan adıyla tanınan bir çocuk yaşarmış. Keloğlan, zekası ve cesaretiyle tanınır, köydeki herkes tarafından sevilirmiş. Ancak bir gün, köyün huzuru, köye yakın bir dağda yaşayan bir dev tarafından bozulmuş. Bu dev, köyün tüm mahsullerini ve hayvanlarını çalarak köylüleri açlık ve yoksulluk içinde bırakmış.

Keloğlan, köyünü bu derdden kurtarmaya karar vermiş ve devi alt etmek için yola çıkmış. Yolda, bir dervişle karşılaşmış. Derviş, Keloğlan‘a devi yenmesi için akıllıca bir plan yapması gerektiğini söylemiş ve ona sihirli bir halı vermiş. Bu halı, Keloğlan’ın komutlarıyla uçabilirmiş.

Keloğlan, sihirli halısıyla devin mağarasına varmış. Orada, dev uyurken, devin büyük hazinesini görmüş. Ancak Keloğlan, hemen hazineye saldırmak yerine, devi kurnaz bir planla alt etmeye karar vermiş. Dev uyanıp Keloğlan’ı yakalamak üzereyken, Keloğlan sihirli halıya atlamış ve “Uç!” diye bağırmış. Halı hemen havalandırmış ve Keloğlan, devin ulaşamayacağı kadar yükseğe çıkmış.

Sonra, Keloğlan devle konuşmaya başlamış ve ona köyü rahat bırakması için ikna etmeye çalışmış. Keloğlan’ın zekası ve konuşma yeteneği karşısında dev, köyü daha fazla rahatsız etmeme sözü vermiş. Keloğlan, devden aldığı sözle köye geri dönmüş ve köylüler onu kahraman olarak karşılamış. Köy, bir daha asla dev tarafından rahatsız edilmemiş ve herkes uzun yıllar boyunca huzur içinde yaşamış.

Keloğlan, cesareti, zekası ve iyi kalbiyle her zaman köyün en sevilen kişisi olmuş. Bu masal da burada biter ama Keloğlan’ın maceraları hiçbir zaman bitmez.

Keloğlan’ın macerasını devam ettirirken, onun bu kez çok daha büyük bir maceraya atıldığını hayal edelim. Keloğlan, bir gün ormanda yürürken gizemli bir kuşun peşinden gitti ve kendisini hiç bilmediği, büyülü bir ormanın içinde buldu. Bu ormanda konuşan ağaçlar, şarkı söyleyen nehirler ve hava kadar hafif dans eden kelebekler vardı. Keloğlan, ormanın derinliklerinde, ışık saçan bir çiçeği koruyan bir ejderhayla karşılaştı. Bu çiçek, yüzyılda bir kez açan ve dünyaya barış getiren efsanevi Barış Çiçeği’ydi. Ancak çiçek, kötü kalpli bir büyücü tarafından çalınma tehdidi altındaydı.

Keloğlan’ın görevi, Barış Çiçeği’ni korumak ve büyücünün planlarını bozmaktı. Keloğlan, cesurca ejderhayla konuştu ve onu iyi niyetiyle ikna etti. Ejderha, Keloğlan’a güvenerek, çiçeği koruma görevini ona verdi. Keloğlan, ejderhadan aldığı sihirli bir kılıç ve zekasıyla, büyücüye karşı koydu. Uzun ve zorlu bir mücadelenin ardından, Keloğlan büyücüyü mağlup etti ve Barış Çiçeği’ni korumayı başardı.

Orman tekrar barış ve huzura kavuştu. Keloğlan, kahramanlık hikayesiyle ormanda efsaneleşti. Ejderha ve ormanın tüm sakinleri, Keloğlan’a minnettar kaldılar. Keloğlan, macerasının sonunda, gerçek gücün cesaret ve iyilikten geldiğini öğrendi.

Evet çocuklar bu masalımızda burada bitti. Sizde Keloğlan Masalları kategorisinde masallar yazarak tarafımıza gönderebilirsiniz. Gönderdiğiniz masallar sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uyuyacak. Masal göndermek için aşağıda ki resme tıklayabirlisiniz.