Yağmurun Dansı
Doğayla kurulan bağın gücünü anlatan bu masalda, Elif ve arkadaşları yağmurun dansını keşfederek, doğaya sevgi ve şefkat göstermenin önemini öğreniyorlar. Çocuklara doğayı koruma ve ona saygı duyma mesajı veren bu masal, doğanın bize nasıl karşılık verdiğini anlatıyor.
Bir zamanlar, dağların arasında güzel bir köy vardı. Bu köyde yaşayan insanlar, tarlalarına ektikleri ürünlerden geçimlerini sağlarlardı. Ancak bir yıl, köyde uzun süre yağmur yağmadı. Tarlalar kurudu, toprak çatladı, insanlar ve hayvanlar susuz kaldı. Köylüler, dualar edip yağmurun gelmesini beklediler, ama bulutlar bir türlü gökyüzünde görünmedi.
Köyün en yaşlısı, Bilge Dede, köy meydanında toplandı ve çocukları yanına çağırdı. “Çocuklar,” dedi Bilge Dede, “Doğa, bizim ona nasıl davrandığımıza göre karşılık verir. Eğer ona iyi bakarsak, o da bize güzelliklerini sunar. Ama eğer doğayı unutur, ona zarar verirsek, o da bize kızar ve yardım etmez. Şimdi sizden bir görev istiyorum. Doğanın içinde saklı olan yağmurun dansını bulmalısınız. O dansı bulursanız, yağmurlar geri dönecektir.”
Çocuklar heyecanla bu görevi kabul ettiler. Aralarından en cesur olanı, Elif, arkadaşlarıyla birlikte ormana doğru yola çıktı. Ormanda ilerlerken, Elif her bir bitkiye, ağaca dikkatlice baktı. Ağaçların yaprakları sararmış, çiçekler boyunlarını bükmüştü. Elif, doğanın ne kadar yardıma muhtaç olduğunu anladı.
Grup, ormanın derinliklerinde yaşlı bir söğüt ağacına rastladı. Ağacın dalları yere kadar uzanıyordu ve yaprakları altın gibi parlıyordu. Elif ve arkadaşları söğüt ağacının yanına oturdular ve ağaçla konuşmaya başladılar. “Ey Bilge Söğüt, yağmurun dansını bulmak için buradayız. Doğaya nasıl yardım edebiliriz?” diye sordular.
Söğüt ağacı, derin bir sesle konuştu: “Yağmurun dansı, doğayla olan bağımızı onurlandırmak demektir. Bu dans, doğaya sevgiyle bakmanın ve ona iyi davranmanın sembolüdür. Eğer ormana, nehirlere ve toprağa şefkat gösterirseniz, yağmur da size geri dönecektir.”
Elif ve arkadaşları, söğüt ağacının bu sözlerinden çok etkilendiler. O andan itibaren, ormanın her köşesine sevgiyle bakmaya, çöpleri temizlemeye, bitkileri sulamaya başladılar. Her gün bu görevlerini yerine getirdiler. Sonunda, bir sabah gökyüzünde gri bulutlar belirmeye başladı. Rüzgar esmeye başladı, ve yağmur yavaş yavaş döküldü. Tüm köy, büyük bir sevinçle yağmuru karşıladı.
Elif ve arkadaşları, doğanın dilini anladıklarını ve ona sevgi göstererek yağmuru geri getirdiklerini biliyorlardı. Artık köyde kimse doğaya zarar vermiyor, onunla dostça yaşamaya özen gösteriyordu.