Ağustos Böceği İle Karınca Masalı
''Ağustos Böceği İle Karınca Masalı'' Hikayemizde yarını düşünmeden bugün eğlenen insanların ilerleyen zorluklarda nasıl bocalayacağını anlatıyor.Bu yüzden zor günler için önlemimizi almalıyız.
Ağustos Böceği İle Karınca Masalı
Eski günlerde çok büyük bir ormanın içerisinde küçücük evleri olan aileler yaşardı. Kuşlar,Köpekler,Kediler, kelebekler ve böcekler yaşayan ailelerden bazılarıydı. Kimileri toprağın içerisinde, kimileri ağaç dallarında kimileri de çiçeklerin içerisinde mutlu ve huzurlu hayat sürermiş. Bu böceklerden bazıları da Ağustos Böceği ile Karınca’ymış. Bu ikisini ormanda herkes tanırmış. Çünkü durmadan birbirlerine laf atıp didişiyorlarmış.
Ormanda mevsimlerden bahar olup yaz geldiğinde kuşlar ötmeye çiçeklerde açmaya başlarmış. Ağaçların dalları meyvelerle dolar, tüm hayvanlar bu meyvelerden faydalanır, karınları her zaman tok gezermiş. Yaz ayında tüm hayvanların eğlendiği organizasyonlar , eğlenceler ve bol bol neşeli oyunlar oynarlarmış. Tüm canlılar bu yaz aylarında gülüp eğlenirken ,Karınca çalışmaya devam edip çiçeklerden tohumları, ağaçlar dallarından meyveleri, topraktan da meyveleri toplayıp kışa hazırlık yaparmış. Kış geldiğinde kuzinesinde yakacak odunlarını bile şimdiden hazırlamış. Bu işler onu çok yorsa da hiç bir zaman şikayetçi olmazmış. Ciddiyetini hiç bir zaman bozmadan işini yapar, kendisini gelecek olan kışa hazırlarmış. Ağustos Böceği de karıncanı tam aksine yaşamayı benimsemiş. Elinde ki kemanıyla hiç durmadan müzik çalar , şarkı söyler , dans eder ve eğlenmesini sürdürürmüş. Yaz boyunca kış için hiç bir hazırlık yapmamış. Boş vakitlerinde bile sürekli yemek yiyip eğlenmeye özen gösterirmiş. Bunların üstüne de bu güzel havalarda çalışan karıncayı her gördüğünde kendisine laf atar ve eğlenmeyi bilmediğini söylermiş. Karınca onun söylediklerini hiç bir zaman dikkate almayıp kendi bildiği işi yapmaya devam edermiş. Hiç bir şeyin sonsuz olmadığı gibi yaz da bir gün son bulmuş. Sonbahar gelip bitince sonunda kışa girmişler. Yavaştan yağmurlar derken bir anda da kar yağmaya başlamış ve her yer bembeyaz olmuş. Ormanda yaşayan tüm canlılar kendi yuvalarına girip başlarının çaresine bakmışlar. Çok soğuk günlerden bir gün karınca evinde yemek yerken , akşam saatlerinde kapısı çalmış. Bu saatlerde aslında kimseyi de beklemiyormuş. Karınca kapıyı açtığında misafir olarak Ağustos Böceği’ni karşısında görmüş fakat bu duruma hiç şaşırmamış. -“Hayırdır, bir şey mi oldu” demiş karınca. Kapıda soğuktan donmak üzere olan ağustos böceği çekinir bir şekilde -“Çok üşüyorum ve karnım çok aç. Hiç kimse beni evine almadı ve bir kap yemek bile vermedi. Lütfen bana yardım edebilir misin?” demiş. Karınca öfkeli bir şekilde ona ders vermek istemiş ve şunları söylemiş: -“Tüm yaz gezip tozdun, bunun üstüne benimle dalga geçtin ve eğlendin. Kusura bakma bu yaptıklarının bir karşılığı olmalı”, diyerek kapıyı Ağustos Böceği’nin yüzüne doğru sertçe kapamış.
Ağustos Böceği bu yapılanlardan sonra aslında ne kadar yanlış işler yaptığını anlamış. Bu günden sonra artık sadece yaşadığı zamanı değil , gelecek te zorluklara karşı da önlem alması gerektiğini düşünmüş. Bu olanlara ağustos böceği için çok büyük bir ders olmuş. Karınca da ağustos böceğinin dersini aldığını düşünerek evine buyur etmiş. Ağustos böceğiyle güzel sohbetler edip , sıcacık evlerinde uyumuşlar.
Evet çocuklar bu masalımızda sadece bugünü değil yarını da düşünerek yaşamamız gerektiğini anlıyoruz.