Güneşin Gülmesi
Bir gün gökyüzündeki Güneş ağlamaya başlar. Işığı soluklaşır, çiçekler kapanır, nehirler kurur. Çünkü insanlar artık gökyüzüne değil, sadece kendi gölgelerine bakmaktadır. Küçük bir kız, Güneş’e yeniden gülümsemeyi öğretir — sevgiyle, umutla ve doğayla birlikte.

Bir zamanlar gökyüzü hep gülümserdi.
Her sabah altın rengi ışıklarıyla dağları uyandıran, denizleri parlatan bir Güneş vardı.
Ama bir sabah, Güneş doğmadı.
Gökyüzü griye büründü, çiçekler başını eğdi, kuşlar bile sessiz kaldı.
Dünya bir anda kış gibi soğudu.
Ne oldu kimse bilmiyordu.
Ta ki küçük bir kız olan Mira, gökyüzünde süzülen ince bir ışık çizgisi görüp peşine düşene kadar.
Ormanın derinliklerine doğru yürüdü.
Kuşlar uçamıyor, ağaçlar soluyordu.
Sonunda bir kayanın ardında, parlak ama üzgün bir Güneş ışığı gördü.
Güneş yere oturmuş, başını ellerine almıştı.
Altın gözyaşları toprağa düşüyor, her damla bir çiçeği solduruyordu.
Mira sessizce yaklaştı.
“Neden ağlıyorsun, Güneş?” diye sordu.
Güneş içini çekti.
“Artık kimse bana bakmıyor.
Herkes kendi gölgesine hayran.
Ben ısıtırken, insanlar birbirini kırıyor.
Ben ışık verirken, onlar karanlıktan söz ediyor.”
Mira düşündü.
Sonra çantasından küçük aynasını çıkardı.
“Ama ben sana bakıyorum.
İstersen bu aynadan kendine bak.
Belki unutmuşsundur, ne kadar güzel parladığını.”
Güneş aynaya baktı.
Ama kendi yansımasını değil, Mira’nın yüzünü gördü.
Küçük kızın gözlerinde umut vardı.
Güneş hafifçe gülümsedi.
“Senin kalbin ışıkla doluymuş, küçük insan.”
Mira etrafına baktı, toprağa düşen gözyaşlarını elleriyle topladı.
“Bunlar boşuna dökülmesin,” dedi.
Bir avuç toprağa karıştırdı, bir tohum ekti.
Bir süre sonra o topraktan altın yapraklı bir çiçek büyüdü.
Güneş şaşırdı.
“Ben ağladım, sen çiçek açtırdın.”
Mira gülümsedi. “Çünkü senin gözyaşlarında bile hayat var.”
O anda Güneş’in içinden sıcak bir ışık yayıldı.
Gökyüzü yeniden aydınlandı, kuşlar şarkı söyledi, dereler parladı.
Ama bu kez Güneş farklıydı.
Işığında bir yumuşaklık, bir merhamet vardı.
Güneş Mira’ya eğildi.
“Artık ağlamayacağım.
Çünkü birinin kalbinde parladığımı biliyorum.”
Ve o günden sonra ne zaman gökyüzü kızıllığa bürünse, insanlar derdi ki:
“Güneş yine duygulandı.
Ama bu kez sevinçten ağlıyor.”
O çiçek hâlâ yaşar.
Rengi altın sarısı, yapraklarında ışık parıltısı vardır.
Ve ona “Güneşin Gözyaşı” derler.



