Kayıp Gölün Sırrı
Bu masal, cesur bir kız olan Meryem’in, dilekleri gerçekleştirdiği söylenen Kayıp Göl’ü bulmak için çıktığı macerayı anlatıyor. Meryem, gölün gerçek sırrını öğrenerek cesaretin ve içsel gücün önemini keşfediyor. Kalbinizdeki cesareti bulmaya hazır mısınız?
Bir varmış, bir yokmuş… Uzak diyarlarda, büyük dağların ardında gizlenmiş, kimsenin bulamadığı bir göl varmış. Bu gölün adı “Kayıp Göl” olarak bilinirmiş. Rivayete göre, bu gölde suya değen her şeyin dileği gerçekleşirmiş. Ancak gölü bulmak için yürekli ve bilge olmak gerekirmiş, çünkü göl, sihirli bir ormanın derinliklerinde saklıymış.
Bir gün, küçük bir köyde yaşayan Meryem adında cesur bir kız, bu gölü bulmaya karar vermiş. Meryem, hep maceraları seven bir çocukmuş ve köydeki yaşlılardan Kayıp Göl’ün efsanesini duyduğunda içi kıpır kıpır olmuş. O, dilek dilemekten çok, bu gölün sırrını öğrenmek istemiş. “Gölü bulursam, ne dilemek yerine onun gerçekte ne sakladığını öğrenmeliyim,” diye düşünmüş.
Meryem, bir sabah erkenden yola koyulmuş. Yolda ona rehberlik eden kimse yokmuş, ama kalbindeki merak ve cesaret ona yeterliymiş. Orman, önce sıradanmış; ağaçlar, kuşlar ve çiçeklerle doluymuş. Ancak Meryem ormanın derinliklerine indikçe, her şey yavaş yavaş değişmeye başlamış. Ağaçlar büyümüş, dallar adeta bir labirent gibi uzanmış. Fakat Meryem korkmamış. Her adımda göle yaklaştığını hissediyormuş.
Bir süre sonra, gökyüzünde parlak bir ışık belirivermiş. Meryem, bu ışığı takip ederek gizemli bir açıklığa ulaşmış. Gözlerinin önünde büyük ve parıldayan Kayıp Göl varmış! Su, sanki yıldızlarla doluymuş gibi ışıldıyormuş. Ancak gölün hemen yanında yaşlı bir kadın oturuyormuş, bembeyaz saçları suya düşüyormuş. Kadın, gülümseyerek Meryem’e bakmış.
“Hoş geldin, cesur çocuk,” demiş yaşlı kadın. “Burası Kayıp Göl. Birçok kişi buraya gelip dilekler diledi, ama senin niyetin farklı. Neden buraya geldin?”
Meryem, yaşlı kadına bakarak, “Bu gölün sırrını öğrenmek için geldim. Dilek dilemektense, onun gerçekte neyi sakladığını merak ediyorum,” demiş.
Yaşlı kadın gülümseyerek, “Kayıp Göl’ün sırrı, suya bakıp kendini görmektir. İnsanlar hep dışarıdaki dilekleriyle ilgilenir, ama gerçek dilekleri kalplerindedir. Göl, sadece kalbindeki cesareti görebilenlere sırrını açar,” demiş.
Meryem, göle doğru eğilmiş ve suya bakmış. Su, ona kendi yansımasını göstermiş. Ancak bu yansıma, sadece dış görünüşü değil, onun cesur ruhunu da yansıtıyormuş. Meryem, o anda anlamış ki gölün sırrı dışarıda değil, içindeki güvendeymiş. Gerçek dileği, kendini tanımak ve her zorluğa rağmen güçlü kalmakmış.
Gölün sırrını öğrenen Meryem, yaşlı kadına teşekkür ederek geri dönmüş. Artık sadece cesur bir kız değil, Kayıp Göl’ün sırrını çözmüş bir bilgeymiş.
Ve o günden sonra, Meryem köydeki herkese, gerçek gücün ve dileklerin insanın kendi kalbinde olduğunu anlatmış. Göl ise ormanın derinliklerinde parıldamaya devam etmiş, sadece cesaretini bulanların görebileceği bir ışık gibi.
Bu masalda Kayıp Göl’ün sırrı, dışarıdaki dileklerden çok içsel gücün farkına varılması üzerine kurulu. Meryem’in bu büyüleyici macerası size ilham verdi mi? Yorumlarda bizimle paylaşın!
