Vezirin Büyük Oyunu

Vezirin Büyük Oyunu

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde. Develer tellal iken pireler berber iken.Ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken. Masalımız tamda şimdi başlayıvermiş. Koskocaman bir orman varmış. Ormanın tam ortasında kocaman bir saray varmış. Saray da padişah ve ailesi yaşıyormuş. Ormanda da köy halkı yaşıyormuş. Köy halkı padişah’ tan çok çekiniyormuş biraz da korkuyorlarmış.

Çünkü padişah daha hiç saraydan adımını bile dışarıya hiç atmamış. Bütün işlerine veziri bakıyormuş. Padişahı tanımadıkları gibi, onun kötü biri olduğunu sanıyorlarmış. Halbuki insan canlısı,cok iyi kalpli bir padişahmış. Vezir kotu tanıtıyormuş maalesef. Padişahın da 3 tane şirin mi şirin kızları varmış . Büyük olan cankız Kübra, ortanca haskız Ebrar, küçük olan ise bal kız Reyyan .

Üçü de sürekli birbirleriyle yarışırlarmış. Babam beni daha çok seviyor, hayır beni, ikinizi de değil asıl beni daha çok seviyor diye .Bir gün bahçede kızlar oyun oynarlarken topları ormana kaçmış. Vezirden gizli oynuyorlarmış zaten. Yoksa izin vermiyormuş bahçeye çıkmalarına.

Topu da tesadüf köy halkından cici bir kız almış padişahın kızlarına vermiş. O cici kız ile arkadaş olmuşlar ve birlikte çok güzel oyunlar  oynamışlar. Cici kız giderken siz hiç de kötü değilmişsiniz sizleri çok sevdim demiş. Üç kız kardeş  de neden öyle söylediğini sorunca vezir köy halkına hep sizi kötülüyor, sizlerin bizleri hep küçümsediğini, hor gördüğünü anlatıyordu demiş. Kuzlar üzülerek ,hatta ağlayarak anne ve babalarının yanlarına koymuşlar. Vezir hep köy halkına  kötü anlattığı gibi, köy halkına da padişahı kötülüyormuş. Masal bu ya padişah da dışarı hiç çıkmadığından hiç bir şeyden habersizmiş. Kızlar bütün olan bitenleri padişah babalarına ve annelerine anlatmışlar. Padişah ve karısı vezirine o kadar güveniyormuş ki akıllarından bile ihanet edeceğini geçirmemişler.Köy halkından da aynı şeyleri duyunca hemen veziri başka diyarlara ,ceza olarak sürgün etmiş.

Artık padişah ve eşi köy halkı ile iç içe olmuşlar. Kızları da köy halkının tüm çocuklarıyla arkadaş olmuşlar. Artık bahçede gizlice oynamak yerine tüm arkadaşlarıyla doyasıya ,korkmadan oynuyorlarmış. Padişah köy halkının tüm sorunlarını çözmek için kollarını sıvamış  adeta onlar gibi bir olarak yardımlaşmışlar, çözüm yolu bulmuşlar.

Aralarında artık uzak mesafeler değil  adeta akraba olmuşlar. Hepsi bir olmuşlar birlik olmuşlar. Birinin sorunu hepsinin sorunu olmuş. Beraber ağlayıp beraber gülmüşler. Artık hep bir arada yaşamaya karar vermişler.

Bu masalda burada bitmiş. Bu masaldan çıkardığımız dersler, halkın içine girmeden halk olamazsın, onların sorunlarını çözemezsin.

Diğer çıkarılacak bir ders de, insanları ayırt etmeden onları sevmek saygı duymak.Birilerinin söylemleriyle yargısız infaz da bulunmamalıyız. Önce kendimiz tanımalı ,sonra karar vermeliyiz.

Son çıkarılacak ders de, kimse kimseden üstün değildir unutmayalım. İnsanı insan yapan insanın tertemiz özüdür.

Gökten üç elma düşmüş. Birisi bu masalı dinleyen en güzel varlıklarımız, yaşama sevincimiz çocuklarımıza gelsin. ikinci elma bu masalı okuyan anne ve babalarımıza gelsin. Üçüncü elma da bu masalı sizler için hazırlayan bana Hacer teyzenize  gelsin olur mu?

Umarım sizin için yazdığım bu masalı beğenirsiniz. Tatlı rüyalar iyi uykular. Uyuyun ki büyüyün güzel çocuklar, güzel yarınlar, güzel umutlar…

Her şey sizin için …

HACER CEYLAN KOÇ

TEŞEKKÜR EDERİM.

Evet çocuklar bu masalımızda burada bitti. Sizde değerli okuyucumuz gibi masal yazarak tarafımıza gönderebilirsiniz. Gönderdiğiniz masallar sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uyuyacak. Bunun için aşağıda ki resme tıklamanız yeterli olacaktır.