Zamanın Ötesindeki Köy

Zamanın Ötesindeki Köy

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, pırıl pırıl bir gökyüzünün altında, Zamanın Ötesindeki Köy adında bir yer varmış. Bu köy, dünyanın en güzel çiçeklerinin açtığı, en tatlı meyvelerin yetiştiği ve insanların yüzlerinden tebessümün eksik olmadığı bir cennetmiş.

Köyün tam ortasında, göğe uzanan bir dağ varmış. Dağın tepesinde ise bir ağaç… Ama bu hiçbir ağaca benzemezmiş. Yaprakları altından, meyveleri ise bilgelik dolu sözlermiş. Köylüler bu ağacı “Bilge Ağaç” olarak adlandırırlarmış.

Bir gün, köyün en genç çocuğu olan Elif, Bilge Ağaç’ın yanına gitmeye karar vermiş. Çünkü köyde dolaşan bir söylentiye göre, ağacın meyvelerinden yiyen bir kişi, dünyanın en akıllı insanı olurmuş. Elif, bu maceraya atılmadan önce annesiyle vedalaşmış ve annesinin ona verdiği altın bir yüzüğü parmağına takmış.

Yolculuğu sırasında Elif, konuşan bir tavşanla, şarkı söyleyen bir balıkla ve hikayeler anlatan bir baykuşla karşılaşmış. Her biri Elif’e yolculuğunda yardımcı olmuş ve ona değerli dersler öğretmişler.

Nihayet, Bilge Ağaç’ın bulunduğu dağın zirvesine ulaşmış. Ağaç, Elif’in karşısına dikilmiş ve ona bir soru sormuş: “Dünyanın en değerli hazinesi nedir?”

Elif, annesinin yüzüğüne bakmış ve cevap vermiş: “Sevgi. Çünkü sevgi, altından daha değerli ve bilgiden daha güçlüdür.”

Bilge Ağaç, Elif’in cevabından çok memnun kalmış ve ona en özel meyvesini vermiş. Elif meyveyi yemiş ve birden bütün köyün mutluluğu için kullanabileceği büyük bir bilgelik kazanmış.

Elif köyüne döndüğünde, köylüler onun kazandığı bilgelikle köylerini daha da güzel bir yer haline getirmişler. Ve Elif, herkese sevginin ve bilgeliğin önemini öğretmiş.

Elif, Bilge Ağaç’tan aldığı bilgelikle köyüne döndüğünde, köylülerin karşılaştığı her soruna akıllıca çözümler bulmaya başlamış. Ancak bir gün, köyün yakınındaki bir ormanda yaşayan kurnaz bir tilki, köyün huzurunu bozmak için bir plan yapmış.

Tilki, köylülerin arasına fitne tohumları ekmeye başlamış. İnsanlar arasında kıskançlık ve anlaşmazlık yaratmış. Elif, köyün birliğini ve mutluluğunu korumak için ne yapması gerektiğini düşünmeye başlamış.

Bir gece, Elif rüyasında köyün kurucusu olan büyük büyücüyü görmüş. Büyücü, Elif’e köyün birliğini korumanın sırrını vermiş: “Köyün her bir taşında, her bir ağacında, her bir su damlasında sevgi ve birlik ruhu saklıdır. Bu ruhu canlandırmak için köylülerin kalplerini bir araya getirmelisin.”

Ertesi gün, Elif köylülere büyük bir şölen düzenlemeyi teklif etmiş. Herkesin bir araya gelip, birbirlerinin yemeklerini tatması, müziklerini dinlemesi ve hikayelerini paylaşması için bir bayram günü ilan etmiş.

Şölen günü geldiğinde, köy meydanı renkler, sesler ve neşeyle dolmuş. Herkes en güzel yemeklerini yapmış, en güzel kıyafetlerini giymiş. Müzik sesleri ve kahkahalar gökyüzüne yükselmiş.

Tilki, köyün bu birliğini ve mutluluğunu görünce şaşkına dönmüş ve kötü niyetlerinden vazgeçmiş. Hatta o da şölene katılmış ve köylülerle dost olmuş.

Elif, büyücünün sözlerini hatırlayarak, köyün her bir taşına, her bir ağacına, her bir su damlasına sevgi ve birlik ruhunu geri getirmiş. Köy, yeniden Zamanın Ötesindeki Köy olarak anılmaya başlamış.

Ve köyde yaşayan herkes, Elif sayesinde, en zor zamanlarda bile birlik ve sevginin gücünü hatırlamış.

Umarım çocuklarınız bu masaldan keyif alırlar. Masalın içindeki mesajlar ve karakterler, hayal gücünü ve iyi değerleri teşvik etmek için yazıldı. Masalı dinlerken çocuklarınızın yüzünde bir tebessüm oluşmasını dilerim.

Evet çocuklar bu masalımızda burada bitti. Sizde Klasik Masallar kategorisinde masal yazarak tarafımıza gönderebilirsiniz. Gönderdiğiniz masallar sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uyuyacak. Masal göndermek için aşağıda ki resme tıklayabilirsiniz.