Gökyüzündeki Yastık

Bir türlü uykuya dalamayan küçük Rüya, bir gece penceresinden içeri süzülen bir bulutla gökyüzüne yolculuğa çıkar. Orada yıldızların yumuşacık yastıklarından yapılmış bir yatak bulur. Ancak uyumak için önce, kalbindeki gürültüyü susturması gerektiğini öğrenir.

Gece sessizdi. Pencereden içeri dolan ay ışığı, duvardaki oyuncak ayının yüzünü aydınlatıyordu. Küçük Rüya, yatağında dönüp duruyordu. Yastığı kabarıktı, battaniyesi sıcaktı ama gözleri kapanmıyordu.
“Uyku beni neden bulmuyor?” diye fısıldadı.

Tam o sırada bir ses duydu. “Belki yanlış yastığı kullanıyorsundur.”
Rüya şaşkınlıkla etrafa baktı. Ses pencereden gelmişti. Dışarı baktığında yumuşacık bir bulut, pencerenin önünde süzülüyordu.
“Ben Bulut-9’um,” dedi gülerek. “Uykusunu kaybeden çocukları gökyüzüne taşırım.”

Rüya heyecanla ayağa kalktı. “Gerçekten mi?”
Bulut gülümsedi. “Ama sadece kalbinde huzur varsa çıkabilirsin. Hazır mısın?”
Rüya derin bir nefes aldı, kalbini dinledi. Tüm gün aklını meşgul eden düşünceler — kırılan oyuncak, bitmeyen ödev, kardeşinin şakaları — birer birer sustu.
“Hazırım,” dedi.

Bulut onu nazikçe pencereden aldı. Şehir ışıkları aşağıda küçüldü. Gökyüzü yavaş yavaş parladı. Yıldızlar onlara gülümsüyordu.
Bir süre sonra dev bir kapının önüne geldiler. Kapının üstünde yazıyordu:

“Gökyüzü Uykuları Odası”

Kapı açıldı. İçeride yüzlerce bulut, yumuşacık yastıklar gibi üst üste dizilmişti. Bazıları lavanta kokuyor, bazıları yıldız tozuyla parlıyordu.
Bir melek görünümlü yaşlı kadın geldi. “Hoş geldin, Rüya. Ben Uykucu Peri Luna. Her çocuğun kendine ait bir yastığı vardır.”
Elinde parlayan bir liste vardı. “Senin yastığın… ah, işte burada: Sessizlik Yastığı.”

Rüya şaşırdı. “Ama ben sessiz olamıyorum. Hep düşünüyorum, konuşuyorum.”
Peri gülümsedi. “İşte bu yüzden uykun seni bulamıyor.”

Peri, Rüya’nın elinden tuttu, onu bir bulut yatağa götürdü.
“Bu yastık, ancak kalbini dinlediğinde yumuşar.”

Rüya gözlerini kapadı. Önce okulda yaşadığı bir anı geldi aklına, sonra annesinin sesi, sonra küçük kardeşinin gülüşü… Her biri bir yıldız gibi parlayıp kayboldu.
Kalbi hafifledi. Yastık birden ılık bir ışık yaydı.
Rüya gülümsedi. “Artık sessizim.”

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Rüzgârın Postacısı

Bulut-9 hafifçe başının altına geçti. “İşte şimdi gökyüzü de uyuyabilir,” dedi.
Ve Rüya, yıldızların ninnisiyle uykuya daldı.

Sabah olduğunda penceresinden içeri güneş ışığı doluyordu. Yanında minik bir bulut parçası vardı — yumuşacık, bembeyaz.
Rüya gülümsedi. “Teşekkür ederim, Bulut-9,” dedi.

O günden sonra, ne zaman uykusu kaçsa, pencereden gökyüzüne bakıp fısıldadı:
“Bulut-9, ben sessizim, hazırım…”
Ve o anda, gökyüzündeki yastık yine onun için parlamaya başlardı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu