Evrenin Sırları ve Gizemli Yolculuk

Evrenin Sırları ve Gizemli Yolculuk

Yüksek ağaçlar, nehirler, gizemli mağralar, patikalar, çalılar; uzun uzun otlar, zehirli mantarlar ve birçok sırrı içinde toplayan büyük bir ormanda yavaş mı yavaş bir kaplumbağa yaşarmış. Sırtında taşıdığı evi ve içinde yaşadığı ormandaki ağaçlar yüzünden gökyüzünü bir defa bile görmemiş. Yıldızların ve ayın güzelliğinin farkında değilmiş.

Bir yaz günü yemek aramaya kendisini kaptıran kaplumbağa saatlerce yürümüş yürümüş. Orman bitmiş kendisini bir kayanın üzerinde bulmuş. Arkasında orman önünde bir göl varmış. Güneş yavaş yavaş batarken geceyi burada geçireyim sabah olunca tekrar ormana dönerim diye aklından geçirmiş.

O yaz gecesi kaplumbağa, hayatının değişeceğinin farkında değilmiş. Güneş batıp yıldızlar ve ay gök yüzünde parlamaya başlayınca bu ışıkların yansımasını gölden gören kaplumbağa hayranlıkla, tüm dostlarını ve arkadaşlarını oraya çağırıp bu güzelliği göstermek istemiş… Zaman ilerledikçe gök yüzünde binlerce yıldız belirmiş. Bu zamana kadar yemekten ve uyumaktan başka birşey düşünmemiştim, hiç birşey de dilememiştim; gök yüzünde parlayan yıldızdan, etrafı aydınlatan aydan, bunları yansıtan gölden ve bunların ötesinde bunların sahibinden bu yıldızlara gitmeyi diliyorum demiş.

O anda bir ışık yumağı kaplumbağın etrafını sarmış, dileğin kabul oldu diye bir ses duyulmuş. Korku ve Heycanla yükselmeye başlamış. Dünyadan çok uzaklara gitmiş, Büyük büyük yıldızların yanından geçip ilerlemiş, her yıldızın etrafında dünya gibi gezegenler dönüyormuş.

Adı Sirius olan bir Yıldızın gezegeninde durmuşlar, burada da dağlar, tepeler, ormanlar varmış. Burada yaşayanların boyu bir karış kadarmış. Minik adımlarıyla çokta yavaşlarmış. Kaplumbağayı hem çok sevmişler hemde çok hızlı bulmuşlar.

Nunki Yıldızının hayat dolu bir gezegenine uğramışlar buranın güçlü bir kralı, güzel bir kraliçesi varmış. Gökyuzunden gelen küçük misafirlerini ağırlamışlar. Yemek ikram edip gezegenlerini gezdirmişler. Orada yaşayan çok az kişi varmış gezegende çok küçükmüş. Bir saatte heryerini gezmişler.

Caph Yıldızının, yaşanabilir bir gezegenine uğramışlar. Orada hayvanlar ve insanların eşit şartlarda yaşamalarına çok şaşırmış.

Alya yıldızının da birçok gezegeni varmış, bunlardan bir tanesi tuhaf bir yermiş, denizleri pembe, gökyüzü mormuş, Nehirlerinden akan pembe sularında konuşan tombul balıklar yaşarmış. Bir tanesi kaplumbağaya güneşi ve dünyayı sormuş. Sizin oralarda büyük pembe nehirler var mı? Kaplumbağa gülümsemiş mavi nehirleri, yeşil tepeleri anlatmış. Bu balık ile kaplumbağa dost olmuşlar, balık en sevdiği değerli pembe bir elmasını kapbumbağa hediye etmiş. Kaplumbağa da kendi kabuğunun içinde taşıdığı mavi bir taşı vermiş.

Sonra ışık kaplumbağayı tekrar almış, milyonlarca yıldız, karadelikler, mor bulutlar, galaksiler ve hiç kimsenin bilmediği gökyüzünün sırlarını göstermiş.

Dünyaya döndüğünde, tepelerin arkasında güneş doğmak üzereymiş. Rüyamı gördüm diye düşünürken elinde sıkı sıkı tuttuğu pembe elması fark etmiş ve dostu pembe balığı hatırlayıp mutlu olmuş.

Bu masalın yazarı olan değerli okuyucumuz Onur Çetiner ‘ e sonsuz sevgilerle teşekkürler ediyoruz. Onur sayesinde binlerce çocuk masal okuyarak uyuyacak. Sizde onur gibi Bebek Masalları kategorisinde masal yazarak gönderebilirsiniz. Onlarca farklı kategorimizde masal göndermek için aşağıda ki resme tıklayabilirsiniz.