Mucizevi Peygamber Böceği ve Hz. Salih’in Devesi Hikayesi 2023

Hazret-i Hud’un kavmi; Ad kabilesinin helak olmasından sonra, Semud kabilesi ortaya çıkıncaya kadar, onun gibi zengin ve kuvvetli bir kabile yoktu.

Semud kabilesi, El-Hicr vadisinde yemyeşil tarlalar ve bereketli arazilerle çevrili bir cennet gibi bir yerde yaşıyordu. Bu topraklarda, peygamber böceği gibi doğanın güzelliklerine şahitlik ediyorlardı. Fakat ne yazık ki, zamanla dünyevi nimetlere saplanıp kaldılar ve Allah’ın lütfunu unutarak kötü yollara saptılar. Peygamberlerinin, Hazret-i Salih’in uyarılarına rağmen, birçok Semudlu, putlara tapmaktan vazgeçmedi ve peygamber böceği gibi doğadaki mucizeleri görmeyi reddetti.

peygamber bocegi
Peygamber Böceği

“Peygamber böceği, Semud kabilesinin yaşadığı El-Hicr vadisinde sadece doğanın zarafetini yansıtmakla kalmıyor, aynı zamanda Hazret-i Salih’in peygamber olarak gönderildiği gerçeğine de işaret ediyordu. Allah’ın yarattığı her canlı gibi peygamber böceği de kendi varlık sebebiyle insanlara bir mesaj taşıyordu. Ancak kavmin inatçıları, bu mesajı anlamak yerine, kendi putlarında direndiler ve Allah’a olan inançlarını yitirdiler.

Semud kabilesinin varlığı, peygamber böceği gibi doğanın mucizeleriyle çevriliyken, Hazret-i Salih’in peygamberlik misyonu, onları doğru yola çağırmak içindi. Peygamber böceği, doğadaki en küçük detaylardan biriyken, kavmin gözleri önündeki büyük bir hatırlatmaydı. Ancak zenginlikleri ve güçleri, onları Allah’ı unutmaya ve insanların haklarına haksızlık etmeye sürükledi. Peygamber böceği, sessizce varlığını sürdürürken, kavim ise kendi kibirlerine ve putlarına tapmaktan vazgeçmedi.

Yüce Allah, belki doğru yolu bulurlar diye, içlerinden Salih adında temiz ve akıllı bir adamı onlara peygamber gönderdi. Hepsi onu iyi ve temiz yürekli bir insan olarak biliyorlardı. Hazret-i Salih, Semud kabilesini hayır işlemeye, zulüm ve haksızlığı bırakmaya, yalnız Allah’a ibadet etmeye, tapındıkları yalancı ilahları terk etmeye çağıracaktı. Zira bu nimetleri onlara, veren, onları en kuvvetli ve en zengin kabile kılan yüce Allah idi.

Salih Peygamber bir gün kavmini bir araya toplayıp onlara şöyle dedi:

Ey milletim, Allah’a ibadet edin, sizin ondan başka ilahınız yoktur. Ad kabilesinden sonra sizleri yeryüzünde yaratıp binlerce nimet verdi. Bu güzel ülkeye sizi o malik kıldı. Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetlerini anın. Rabbinize şükür edin. Yeryüzünde karışıklık çıkarmayın.

Kavminden inkar edenler şöyle dediler:

Ey Salih, bizi atalarımızın taptığı putlardan vazgeçirmek mi istiyorsun?

Salih Peygamber onlara şöyle karşılık verdi:

Bu putlar size bir şey veremez ve sizden bir şey alamazlar. Nasıl oluyor da size fayda ve zarar vermeyen taşlardan yaptığınız bu putlara tapıyorsunuz? Babalarınızın körü körüne taptığı bu putlara tapmadan önce aklınızla hiç düşünmüyorsunuz ?

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Maymun ile Çekirge Masalı

Hazret-i Salih’in bu sözleri üzerine, kavminden büyüklenmeyen ve inat etmeyen bazı fakir ve iyi insanlar ona inandılar.

Zalim zenginler ise şöyle dediler;

Ey Salih, sen bu sözü söylemeden ve bizim ve babalarımızın ilahlarını terk etmemizi bizden istemeden önce, seni iyi bilip saygı gösterirdik. Şimdi senin hakkında fikrimiz değişti. Belki de sen delirdin, aklını yitirdin.

Salih Peygamber cevap verdi:

Hayır. Hayır. Ben deli değilim. Ben ancak sizin doğru yola girmenizi istiyorum. Size güzel bir öğüt veriyorum. Allah’a itaat ediniz, O’na karşı gelmekten sakınınız. Hem ben sizden buna karşılık bir ücret de istemiyorum. Benim mükafatımı alemlerin Rabbi olan yüce Allah verir. Görmüyor musunuz, içinizden temiz yürekli, iyi insanlar bana inandı, siz ne için inkar ediyorsunuz? dedi.

Salih’in kavminden büyüklenip de inanmayanlar, bu sefer de müminlere dönüp;

Salih’in, Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamber olduğuna mı inanıyorsunuz? diye sordular.

İnananlar da:

Evet, biz ona ve onunla gönderilen haberlere inanıyoruz dediler.

Kafirler;

Biz sizin inandıklarınızı inkar ediyoruz, deyip dağıldılar.

Salih Aleyhisselam, yılmadı, usanmadı. Ne zaman kavminden birine veya birkaç kişiye rastlasa onları Allah’a itaata çağırıyor, öğüt veriyordu. Kimi inanıyor, kimi de inkar ediyordu.

Kafirler ise inananlarla karşılaştıkça onlara şöyle diyorlardı:

Salih’in söylediği sözleri doğru mu sanıyorsunuz? öldükten sonra kıyamet günü bizi diriltecek, dünyadaki işlerimize göre bizi hesaba çekecek bir ilah mı var? Hayır. Onu tasdik etmeyiniz.

Biz hayata bir defa geliriz, ölünce de bir daha diriltilmeyiz.

Yine onlar, inananlara şöyle diyorlardı;

Salih’i tasdik etmeyin. Evet, Salih daha önce akıllı ve iyi bir insandı, fakat o şimdi sihre yakalandı, deli oldu,
akıllı insanların söylemeyeceği sözler ediyor, ona inanmayınız.

Hazret-i Salih bütün bu söylenenleri duyuyor, inananları ikaz edip şöyle diyordu;

Yeryüzünde bozgunculuk yapan, zenginliklerine güvenip kibirlenen bu insanlara itaat etmeyiniz. Bana gelin. Söylediklerimi yaparsanız Allah sizden razı ve hoşnut olur. O zaman size verdiği nimetlerini çoğaltır, mallarınızı bereketlendirir.

Salih Peygamber ile inanmayanlar arasında konuşmalar sürüp gidiyordu.

Bir gün inanmayan sapık insanlar;

Ey Salih, eğer senin rabbine inanmamızı istiyorsan, bize bir mucize göster. Peygamberler sözlerinin doğruluğunu ispat için olağanüstü hadiseler gösterir. Eğer sen de bize böyle bir mucize gösterirsen sana itaat ederiz, dediler.

Salih Peygamber, yüce Allah’a dua edip, gerçek peygamber olduğunu ispat edecek bir mucize vermesini istedi:

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Şarkı Söyleyen Ağaç Masalı

Ey Rabbim, kavmim beni yalanladı, onlardan bana ancak pek az kişi inandı. Diğerleri, zenginliklerine güvenip kibirlenenlerin sözünü dinledi. Bana hepsini inandıracak bir mucize ver.

Yüce Allah, Salih peygambere şöyle buyurdu:

Ey Salih! Milletine söyle, şehrin dışındaki büyük kayanın çevresinde toplansınlar. Orada onlara mucize göstereceğim. Kayadan kocaman bir deve çıkacak. Onlar daha önce böyle bir deve görmemişlerdir. Göğüslerindeki süt sağmakla bitmeyecek.

Fakat onlara şu iki şartı koş: Pınarın suyunu bir gün boyunca deveye bırakacaklar, bir gün kendileri içecekler. Bu deve, onların hepsinin içtiği kadar su içecektir. İkinci şart, deveyi tamamen serbest bırakacaklar hiç kimse deveye dokunmayacak.

Salih peygamber kavmine gidip bunu haber verdi. Onları; dağa çıkıp, orada mucizenin meydana gelmesini beklemeye çağırdı. Allah’m kendilerine koştuğu şartlara da uymalarını söyledi.

Salih Peygamber’e inananlar bu haberi duyunca çok sevindiler:

Allah, gerçeği ortaya koyacak, peygamberimiz Salih’i ve inananları destekleyecek dediler.

İnanmayanlar ise;

Bunlar boş söz. Tam bir delilik… Bu kadar çok suyu bir günde içebilecek ve memelerindeki süt hiç tükenmeyecek bir deve nerede görülmüş? Biz size bu adam delidir, dememiş miydik? dediler.

Salih Peygamber’e inanan ve inanmayan bütün insanlar:

Haydin dağa gidelim, Salih doğru mu söylüyor, yoksa yalan mı söylüyor görelim, gönderilmiş bir peygamber mi, yoksa deli mi bilelim, dediler.

Hazret-i Salih’in gösterdiği kayanın yanına çıktılar, beklemeye başladılar. Kadınlar belki deve çıkıp gelir diye süt güğümlerini almış, çocuklarının ellerinden tutup dağa tırmanmışlardı.

Herkes büyük bir heyecan içinde beklerken, birden kocaman bir deve yüksek sesle böğürerek kayadan çıkıverdi. Halkın önüne doğru yürüyordu. Sıra sıra dizilmiş olan insanlar şaşkınlık ve dehşet, içinde deveye bakıyorlardı. Göğüslerinin sütle dolu olduğunu gördüler.

Kadınlar sıra sıra gelip, deveyi sağıyorlar, güğümlerini sütle dolduruyorlardı. Fakat devenin memesindeki süt hiç eksilmiyor, yine sütle dopdolu duruyordu.

Deve insanların su içtiği yere gidip bütün suyu son damlasına kadar içiyor, halk bunu görüp hayret ediyorlardı.

Bu mucizeyi görenler;

Salih’in sözü doğru çıktı! Salih doğru söylemişi O Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberdir. İşte mucizesi! İşte Allah’ın devesi! diye bağırdılar.

Büyüklenip de Salih Peygamber’e inanmayanlar çok kızdılar, öfkelenip küplere bindiler. Fakat bir tek kelime
söylemediler. Üzüntüden yüzlerinin rengi solmuştu. Çekip gittiler.

Bu acayip deve artık Semud kabilesi arasında yaşıyordu. İçme suyunu bir gün o deve, bir gün de halk içiyordu. Buna karşılık deve, bütün halkın süt ihtiyacını karşılıyordu. Memelerindeki süt hiç bitmiyordu.

Çocuklarımızın İlgisini Çekebilir  Küçük Ayşe ve Mavi Balonun Macerası

Salih Peygamber sevinçliydi. İnsanlara şöyle dedi:

Bu deve, Allah tarafından size bir delildir.. Ona ilişmeyin. Bırakın Allah’ın toprağında otlasın. Sakın ona bir
kötülük yapmayın. Eğer bir kötülük yapacak olursanız, bir gün başınıza acıklı bir azap geleceğini bilin.

Günler geçip gidiyordu. Her yerde olduğu gibi, Semud kabilesi içinde de, hırsızlık, kumarbazlık gibi kötü işleri yapan, içki içip yeryüzünde fesat çıkaran ve Allah’a inanmayan dokuz kişi vardı.

Bir gece gizlice toplandılar. içip sarhoş olduktan sonra:

Biz Salih’i ve devesini böyle bırakamayız. Bu deve bizi sıkmaya başladı. Onlar yüzünden rahat hareket edemez olduk. Bizden suyumuzu alıyor ve daima bize yansını bırakıyor. Onlardan kurtulmak için hadi gidip Salih’i ve devesini ve çoluk çocuğunu öldürelim, dediler.

Onlardan biri:

Fakat Salih’i öldürürsek, akrabası bizden öç alır, onlardan yakayı kurtaramayız, dedi.

Bir başkası söze karıştı:

Bu işi gecenin karanlığında yapalım. Deveyi, Salih’i ve çoluk çocuğunu gecenin karanlığında öldürelim. Karanlıkta bizim yaptığımızı kimse görmez. Bize birisi akrabasından sorarsa, Onu ve çoluk çocuğundan hiç kimseyi görmedik deriz. Gerçekten biz doğru söylüyoruz. Çünkü karanlıkta biz onları görmedik. Salih’in akrabası da karanlıkta, onu öldüreni asla tanıyamaz.

Tan yeri ağarmadan önce, içlerinden birisi gidip devenin yanma sokuldu. Yayını kuvvetle gerip bir ok attı. Deve can acısı ile böğürmeye başladı. Salih peygamber bunu duyup korkuyla uykusundan uyandı. Devenin bağırdığını duyan insanlar da Salih ile beraber çıkıp geldiler. Fakat bu dokuz fesatçı kaçmışlardı.

Salih Peygamber, devesini öldürülmüş buldu, çok üzüldü. Yaptıklarına karşılık yüce Allah’ın Semud kavmini cezalandıracağını anladı.

Sonra yüce Allah, peygamberi Salih’e emrini bildirdi:

İnananları beraberine alıp şehirden uzaklaş! Üç gün sonra Semud kabilesini yok edeceğim!

Salih Peygamber gidip kavmine bu ilahi emri bildirdi:

Allah size öfkelendi, üç gün sonra başınıza büyük bir azap gelecek, dedi. Salih Peygamber emre uyup inananlarla şehirden çıktı.

Üç gün geçince, Semudlular ansızın korkunç ve dehşetli bir ses duydular. Korkudan şaşkına döndüler. Hatta korkudan yürekleri parçalanıp düştü. Şiddetli acılar içinde dizleri üzerine çöküp öldüler.

Artık geriye, kayalar içine oyulmuş bomboş evler kalmıştı. Bu kalıntılar sanki, onların zulmüne, küfrüne ve başlarına gelen acıklı azaba şahitlik ediyor ve:

İşte Allah’a inanmayıp putlara tapanların, insanlara zulüm ve haksızlık yapanların, kötü hayat yaşayanların
sonu budur diyordu.

hipecraft

2011 yılından bügüne dijital dünya'da projeler üretiyor, bir çok markaya yazılım desteği sağlıyorum. İçerik üretmek ve kendini farklı alanlarda da geliştirmek adına masalist üzerinde içerikler üreterek desteklerinizi bekliyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu